Kurban bayramı yaklaşıyor. Allah, kullarım et yesinler diye, biz Müslümanlara kurban bayramı bahşetmiş. Yani et yemek, bu kadar önemli. Elbette kurban bayramını sadece et yemek olarak izah edemeyiz. Fakat et ve paylaşım bu bayramın, öne çıkan iki rüknüdür.Allah et yememizi istiyor, biz halt yiyoruz!Allah, kullarım etle beslensin istiyor, biz yalanla besleniyoruz. Nazım Hikmet'in mısraları geldi aklıma:"Ve insanlar, ah, benim insanlarım, yalanla besliyorlar sizi, halbuki açsınız, etle, ekmekle beslenmeye muhtaçsınız. Ve beyaz sofrada bir kere bile yemek yemeden doyasıya, göçüp gidersiniz bu her dalı yemiş dolu dünyadan. * * *Yeri gelmişken söyleyelim: Bu sözlerin sahibini "vatan haini" diye bu ülkeden atan zihniyet, ülke kaynaklarını yapancılara peşkeş çekerek, insanları kuru soğana muhtaç etmeye "vatanseverlik" dedi. Böylesi yalanlarla yıllardır besliyorlar, şu garip milleti. "Müslüman" olacağız, "dindar" olacağız ama yokluğa "şükür" çekeceğiz. Hazine üzerinde dilenci olup oturacağız.Elin Batı'lısı et yiyecek, biz ot!..Türkiye'de kişi başına düşen et miktarı yıllık 32 kilogram. Bu miktar, Avrupa ülkelerinde 78, Amerika Birleşik Devletleri'nde ise 109 kilogramdır. Kişi başına düşen 32 kilo eti de, sanmayın fakir yiyor. Zenginin yediği et, fakire yazılıyor. Tıpkı kişi başına düşen milli gelirin, bilmem kaç bin dolar olduğu hikâyesindeki gibi.* * *Allah'ın tek hak dini İslam, doğru beslenmeye çok büyük önem vermiştir. Beslenme deyince de akla ilk gelen gıda et tabiî ki. Sevgili peygamberimizin, eti çok sevdikleri bilinen bir gerçektir. Hal böyle iken, Peygamberi sürekli zayıf gıdalarla beslenen, yiyeceklerini sadece hurma ve suymuş gibi göstermek, kesinlikle maksatlı diye düşünüyorum."Senin peygamberin su ve hurma ile beslenirken, et senin neyine" demek istiyorlar. Müslüman'da düşünmüyor, madem öyle, Allah niye "kurban kes " diye emrediyor? Yahut peygamberimiz ete, neden "yemeklerin padişahı" demiş?* * *Zaten Müslüman neyi düşünüyor ki? Düşünse, üzerinde oturduğu kaynakları yabancılara vermeyi kabul etmez. Yabancılar senin kaynaklarınla et-lot yesin, sen de ot ye!..Bu kabul edilir bir şey mi?Prof. Dr. Haydar Baş'ın "benim iktidarımda et yemekten bıkacaksınız" sözü ne kadar önemli ve ne kadar stratejik. Orduyu et yerine otla besle, asker ayakta duramaz hale gelir. O sebeple Sayın Baş, tarım ve hayvancılığa son derece "stratejik" bakmıştır. Dünyaya mal olmuş Milli Ekonomi Modeli'nde?Diyarbakır, Mardin, Adıyaman petrolleri, ülkenin altın, bor, gümüş ve bakır madenleri, yabancılara akarken, peşkeş çekilirken, et yemek mümkün mü? Ülkenin öküzlerine saman bile bulunmazken, insanlarına nasıl et yedireceksiniz? * * *Neyse biz etin dışına çıkmayalım!.."Etli" sohbete devam edelim: Etinize sahip çıkın, kurda kuşa yem etmeyin derim! Avrupa Birliği kurban düşmanlığında başarılı olamayınca, içeriden simsarlarını devreye soktu. Ellerinde "fener"le geziyorlar, i-ha-ha diyerek güle-oynaya dolaşıyorlar. İnancınızı kurban etmeyin derim. Geçen yıllarda, bazılarının kurbanlarının ciğer yiyen "Suriye" teröristlerine gittiğini biliyorum.Vatandaşın fakir için keseceği kurbanın yalan ve dolanla elinden alınması gerçekten vahim bir durum. Ülke kaynaklarını, yabancıya kurban ettik, bari kurbanları kurban etmeyelim. Fakire fukaraya dağıtalım.Düşüncesizlikle yediğimiz haltların bini bir para. "Gümüşhane altınlarıyla ben Türkiye'ye yüz yıl bakarım. Bir eliniz yağda, bir eliniz balda olur. Et yemekten bıkacaksınız" diyen Baş Hoca'yı dinlemedik. Tencerede taş kaynatacağımız günler, inanın uzak değil.Artık halt değil, et yiyelim!
Artık halt değil, et yiyelim!