"Türk'ün Gücü" lirasından belli değil mi?

Sabah evden çıktığımda, oturduğum sokakta bir bez afişi gördüm. Bir kenarında kurt, öbür kenarında "özel harekâtçı polis" resmi var, ortasında da "Türk'ün gücünü herkes görecek" yazısı. Bu söz, bir özel harekâtçıya ait, malum sosyal medya üzerinden yayılmıştı.Terörün tam ortasında mücadele verilirken, söylendiğini sanıyorum. Söz kötü ve yanlış bir sözdür demiyorum. Fakat her sözün yeri, zamanı ve değeri korunmalıdır diye düşünüyorum. Terörle "müzakere" gibi terörle mücadelede siyasileşirse eğer, değmeyin düşmanlarımızın keyfine.Zaten her şey düşmanların istekleri doğrultusunda gelişiyor. Sokaklarda aynı istekler doğrultusunda hareketlenirse, halimiz yaman demektir. Birileri sokak savaşı istiyor, bunu bilesiniz. "Savaş" öncesi ortamları yaşıyoruz şuan.Şehrin merkezinde sağlık ocağına, tekbirle bayrak çekmekte neyin nesi mesela? Benim bildiğim bayrak İstiklal Marşı'yla göndere çekilir, niçin tekbirle çekildi? Bir Müslüman'ın tekbir getirilmesinden rahatsız olması, asla söz konusu olamaz. Ancak tekbir getirilerek, Müslüman kafasının kesildiği bir coğrafyada yaşıyoruz.Tekbir getirmek, namazın farzlarından? İslam Namazı'nın farzını sen al, Müslüman kafası keserken kullan!Oldukça ilginç değil mi? İslam'ın beş şartından biri namaz, namazında on iki farzından biri tekbir getirmek. İşte, farzın farzı, kafa kesmede kullanılıyor. Hem de Müslüman kafası keserken? Bu öğretinin sahibi kim, CIA ve MOSSAD? Yani ABD ve İsrail?İyisi mi bayrağımız göndere çekilirken, bir daha tekbir getirmek yerine İstiklal marşı okunsun. İlle de canları tekbir getirmek isteyenler varsa, namaz kılsınlar, bolca tekbir getirmiş olurlar zaten. Karışık ülkede, bir kafada siz karıştırmayın!Artı, "Türk'ün Gücü" filan da yok, kendimizi kandırmayalım. "Türk'ün Gücü" lirasında, o da ortada. Dünyanın en değersiz parası, üç Türk lirası, bir dolar bile etmiyor.  Türk'ün gücü birliğinde, ayrılığında değil. "Ben Türk'üm ulan hey!.." demekten ziyade, "Hepimiz Türk'üz" diyebiliyor muyuz? Fakat düşmanlarımız, diyor. "Hepimiz Haçlıyız" veya "Hepimiz Bizanssın çocuklarıyız" diyebiliyorlar. Kafamıza akıl koyalım. Kardeş kardeşe güç gösterisi yapmaz. Birlik içinde gösterimizi, bizi bölmek isteyenlere karşı yapalım.Yeri gelmişken ifade edelim. Milliyetçilik, ülke çıkarlarını sömürü güçlerine karşı korumaktır. Emek ve üretimin küresel tefecilerin eline geçmesine karşı çıkmaktır. Milliyetçilik, İstanbul'da Çinli dövmek veya kurt gibi ulumakla olmaz.İktidar ortağı oldukların Türk'ün gücünü tarımda korumayıp TAHTİD'i getirenler, hukukta korumayıp TAHKİM'i kabul edenler, IMF Derviş'ine "efendim" çekenler milliyetçiliği kurda kuşa yedirdiler. Hiç güvenmeyin sizi de yedirirler.Türk'ün gerçek gücü, akıl ve gönülle sağlanır. Dünya milletlerinin emek ve üretimlerinin, ABD dolarıyla aşırılmasına karşı tez geliştiren ve adını iktisat tarihine altın harflerle yazdıran Prof. Dr. Haydar Baş'la mümkün olur. Zorla değil, gönülle? Akıl ve fikirle?Gözlerimizi açalım. Rus parlamenterlere "Ne Mutlu Türküm Diyene" dedirten Sayın Baş, onların başlarına silah dayamadı. Dağlara taşlara değil, kalplere "Ne Mutlu Türküm Diyene" diyene yazdı.Ülke kaynakları devletleştirilip, insanımıza iş ve aş olarak yansıtıldıktan sonra, lira değil dolar, bütün para birimlerini peşinden koşturduğu zaman, Türk'ün Gücü ortaya çıkar. Bu kafayla Türk'ün değil gücü gıkı bile çıkmaz.  Dolar karşısından sessiz sessiz eriyen liranın canı çıkarken, Türk'ün gücünden söz etmek kendini, kandırmaktan başka bir şey değil.

"Türk'ün Gücü" lirasından belli değil mi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön