Açlar ülkesinde barış olmaz

 Dün bir tivit atmıştım. "Türk milleti '5 bin lira asgari ücret'in hakları olduğunu gördüğü zaman tüm sorunları çözülmüş olacak" diye. Önemine binaen, bunu tekrar hatırlatmak istedim. Bu sebeple, bugün bu konuyu konuşalım sizlerle?Ha bu arada, içinizde "durmak yok sürünmeye devam" diyenler varsa, bir hazımsızlığa yol açmadan buradan aşağısını okumasınlar. Çünkü bazılarının neyi eritip hazmedeceğini gerçekten anlamış değilim!Bünye meselesi!Neyime lazım, durup dururken adamın bünyesine müdahale edeyim! * * *Evet, Türkiye bugün büyük bir terör sorunu ile karşı karşıya?Bugün değil, yıllardır bu ülkede terör sorunu var. Fakat kafasını 'Çözüm Süreci'ne gömenler, bugün olduğunu sanıyorlar. Olsun, öyle kabul edelim. Bugün varmış gibi konuşalım.Soruyorum:Barışı sağlamak toklarla mı mümkün olur, açlarla mı?Kavga, gürültü, hır-gür yoksullar arasında mı olur yoksa zenginler arasında mı?Elbette açlar ve yoksullar arasında olur. Bitti.Nokta.* * *Bir soruluk test yapalım şimdi!Doymak ve yoksulluktan kurtulmak için işçi, memur, çiftçi ve emeklinin ne alması lazım? a) Süreç b)  Silah- mermi c) Makarna- kömür d)  Hiç biri e)  ParaDoğru cevap e şıkkıdır. Ekmeği süreçle alamazsın. Makarna ve kömürle çocuk okutamazsın. Silah ve mermi ile ancak kan akıtırsın. Fakat para ile karnının gurultusundan tut, sokağın gürültüsüne kadar hemen her şeyden kurtulursun.* * *Peki, bu para miktarının asgari ne olması lazım? Biz değil devlet kurumlarının verdiği rapor, bakın ne diyor. Yoksulluk sınırı 4 bin 329 lira, açlık sınırı ise bin 329 lira?Yani aylık eline bin 329 lira geçmeyen her insan aç. 4 bin 329 lira geçmeyen her insanda yoksul. Türkiye'de 15 milyon insan asgari ücretli çalışıyor. Asgari ücretin bin lira olduğunu düşünürsek devlet diyor ki, benim şuan ekmek bekleyen 15 milyon açım var.Buna 8 milyon emekli nüfusu da ekle, etti mi 23 milyon.  Yoksulluk sınırının altında yaşayan memurunu ekle. Çiftçini ekle. Türkiye aç yahu, sen neden bahsediyorsun. * * *Açlar ülkesinde barış olmaz!Hiç suçlu aramaya gerek yok. O sınırı geçtik, çünkü nerdeyse ülkede suçsuz yok. Yani hepimiz ve herkes suçlu. Suçsuz bir kişi, Prof. Dr. Haydar Baş?"Benim işçim, memurum, emeklik asgari beş bin Türk lirası almalı dedi. Yetmedi bu devletin vatandaşı olan her hanım bin 500 lira, her beyefendi bin Türk lirası almalı" dedi. Ben suçluyum onun bu mesajını iyi iletmediğim için. Sen suçlusun, duyduğun halde es geçtiğin için veya yalana inandığın için.Az suçlu olanlarda, az çalışan dostlarımız.* * *Sayın Baş çok mu söyledi? 5 bin lira nedir ki?Yoksulluk sınırının az üstü. Artı, vatandaşlık ve çocuk maaşı ile eline geçecek para sekiz on bin lirayı geçiyor. Zaten ülkeyi yönetenler kişi başına düşen milli gelirin, on bin doların üzerinde olduğunu söylemiyor mu?"Hani benim param?", niye demiyorsunuz?İşte Haydar Baş diyor. İşin sırrı Baş'ta? İşin sırrı Haydar Baş'ta? Barışın sırrı da onda, huzurun kaynağı da? İşin sırrı 5 bin lira asgari ücrette!İnan böyle, vallahi böyle, billahi böyle?* * *Bu ülkenin sınırsız kaynakları, Prof. Dr. Haydar Baş'ın elinde sizlere iş ve aş olarak dönüp, karnımızı doyuracak. Sırtımızı giydirecek. Sonra, iş yapmaktan kavga etmeye vakit bulamayacağız.Kürt'ün Türk'le eşit olmadığını iddia edenler, zengin fakir arasındaki ekonomik dengesizlikten hiç söz etmiyorlar. Neden anlamıyoruz. Adil bir yönetimden söz eden bazı adiler, adil gelir dağılımını ağzına bile almıyorlar. Bunları niye görmüyoruz."Ayrılın" diyenler İsrail'e akan Diyarbakır, Batman petrollerinin adını bile geçirmiyorlar.* * *'Yeşil Yol'a karşı çıkan karadenizliler, o yolun gerçekten yeşili katletmek olduğunu anladılar ama Gümüşhane altınlarının, Rize bakırlarının nereye ve kimlere gittiğini halen anlamadılar.Siz bana kalkınmış bir ülke gösterin ki, kaynaklarını kullanmamış olsunlar. Ve yine siz bana fakir bir ülke gösterin ki, kaynaklarını yabancılara vermemiş olsunlar.Tüm siyasi partiler ve liderleri bir yana, "kaynak" diye feryat eden Haydar Baş ve BTP'si bir yana. Biri bağımsızlık demek, diğerleri sonuna kadar bağımlılık demek. Biri zenginlik demek, diğerleri açlık ve yoksulluk demek…Biri çare demek, diğerleri çaresizlik ve çözümsüzlük demek…Bunu görmek için, daha ne kadar sürüneceğiz?* * *Bir partinin büyüklüğü, savunduğu temel doğrularla ölçülür. Bir toplumun,  yüzde yüze yoksulluğun kader olduğuna inandırılmışsa eğer, orda zenginlikten söz etmek suç olur. Oysa fakirliğin suç sayılması, Türk'ün töresiydi bir zamanlar."Kafeste doğan kuşlar, uçmayı hastalık sanırlar"mış. Kaynakların devletleştirilmesini "uçmak" sanan "kafeslenmiş" toplumun, '5 bin lira asgari ücret'in hakları olduğunu anladıkları gün, terör dahil tüm sorunlar çözülür.

Açlar ülkesinde barış olmaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön