Sayın Erdoğan, Trump'la görüştü.
Topu topu 20 dakika?
Ne elde ettik?
Hiç.
ABD bizi anlıyormuş!
Biz ABD'yi anlıyor muyuz?
Evet.
Şimdilik, iki parçalı "Kürdistan" kod adlı "Büyük İsrail" parçacıklarıyla yoluna devam ediyor. Parçalar ne zaman birleştirilir, tabi ki, Türkiye ve İran'dan koparmayı hedefledikleri parçalar gelince?
Bu yeni bir "çözüm süreci" ile mi olur, yoksa zorla mı parçalanıp alınır, şimdilik bilinmiyor.
Trump ziyaretinde, Türkiye'de iki kesime dikkat ettim:
Bir kesim, ABD'nin Erdoğan'a itibar etmemesini bekliyor ve hararetle savunuyor. Diğer bir kesim ise Trump'ın tokalaşmasını dahi "zafer" olarak pazarlıyor.
Bu iki kesimden de, bu ülkeye bir fayda yok. Bir taraf Erdoğan nefreti ile kör olmuş, "Trump, bizi Erdoğan'dan kurtarsın" diyor, diğer bir taraf ise "Trump, iktidarımızı destek versin" diye yanıp tutuşuyor. Ülke umurlarında değil adeta.
ABD'de, "iki tane mi yoksa bir tane mi 'Kürdistan' olsun" tartışmaları yapılırken, bu beylerin dertlerine bak!..
ABD, PDY'ye destek vermeyi devlet politikası yapmış. Rusya bu konuda ABD'den farklı değil. Ülke resmen bir parçalanma sürecinde?
İktidar siyaset üretecek durumda mı? Kesinlikle hayır. Bugüne kadar ABD siyasetiyle iş yaptılar, gelinen sonuç ortada. İşin BOP olduğu görülünce de, şöyle bir durdular sadece. "Durmak yok yola devam" diyecekler, yol bitti.
Ekonomi bitti.
Sıcak para bitti.
Her şey bitti.
Getirdikleri, "Türk tipi" başkanlık başlarına dert oldu bu arada. Yüzde 50 almazsalar yandılar. Telaş başladı tabi. Ülkenin durumundan çok, iktidarlarının durumu daha öncelikli olmaya başladı.
Bankalara "para verin" baskısı, neredeyse bankaları isyan noktasına getirdi. Çünkü verilen para dönmüyor. Vatandaş ödeyemiyor. Sıcak para ile dönen iktidar çarkları, inanın durdu neredeyse.
Yine "Öcalan" filan demeye başladılar. Bayrak sallama dönemleri bitti, akşam sabah "Bahçeli bizi kandırdı" derseler şaşmam. Hatta yeniden "Kürtçe Ku'an" kaldırabilirler!
İktidar uğruna neci olmadılar:
"İslamcı" oldular!
"Kürtçü" oldular!
"Milliyetçi" oldular!
Yalnız "Atatürkçü" olmadılar.
Bence sıra, "Atatürkçü" olmalarında!..
Olurlar mı, bence iktidar olmak veya iktidarda kalmak için, her şey olurlar. "İktidar olmak için Papaz cübbesi dahi giyeriz" demediler mi?
Takipçilerin başı döndü dönmekten, bunların dönmedi.
Hali pür melalimiz bu? Derdim, iktidarı eleştirmek değil. Ülke o durumda değil çünkü. Ancak durum değerlendirmesi yapmak ta, doğru adımlar için şart.
Dört yıl dershaneye giden bir öğrenci vardı. Beşinci yıl gitmek için babasından, son bir şans vermesini istemiş. Babası da ona "oğlum dört yıl gidip ne öğrendin bir anlat" dediğinde oğlu, "baba bilinmeyen bir değere x(iks) demeyi öğrendim" şeklinde cevaplamış.
15 yıllık iktidara sormak lazım: 15 yılda ABD'den ne öğrendiniz?
"Hiç" demeyin!
Kesinlikle bir şey öğrendiler!
ABD, "Türkiye'nin endişelerini anlıyoruz" dediğinde, Türkiye'nin işi kötü demektir. ABD, bu hükümetten önce Barzani ile ilgili endişelerimizi anlıyordu. Sonra AKP geldi, endişe diye bir şey kalmadı!
Barzani ile gurur duydu!
Şimdi de ABD, PYD ile ilgili endişelerimizi anlıyormuş. İnşallah Salih Müslim ile "gurur duyan" bir iktidar görmeyiz. ABD, Türkiye'yi anlıyorsa, Allah Türkiye'yi korusun!
Keşke bu millet ve devlet, Haydar Hoca'yı anlasalardı. Bugün ABD başkanı, Türkiye yolunda olurdu. Cellâdından merhamet dilenen bir Türkiye yerine, Bağımsız Türkiye olurdu.
Buradan ABD'ye gidip, ABD'nin Suriye'yi bombalamasını takdir etmek, diğer söylenilen bütün doğru ve uyarıları sıfırlamaktır. Bende bunu anlamıyorum!
"Meşru devletlerin, meşru yönetimlerini, ancak seçimlerle o coğrafyalarda yaşayan halklar değiştirir. Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğü için, ABD'den garanti istiyoruz" demek, çok mu zordu?
Ama demedik.
Trump'tan merhamet dilendik!
Yazık, çok yazık.