Haydar Baş fitneyi onikiden vurdu!

‘Atatürk’  tartışmaları sürüyor.  Bu kötü bir şey değil aslında… 
Bir oyun bozuluyor!
Hem de yüz yıllık bir oyun…
“Din elden gidiyor” oyunu ile “Atatürk elden gidiyor” oyunu, aynı anda bozuluyor. Bugüne kadar halk, bu iki  “oyun” takımının arasında çok ezildi. Gereksiz tartışmalar içerisinde, enerjisini heba etti.
Bu kavgada beslenenler, siyasi varlıklarını iktidar ve muhalefet olarak sürdürdüler.  “Dinci” ve “Atatürkçü” safları oluştu. “Atatürk” diyen  “dinsiz”, “din” diyen “Atatürk düşmanı” olarak lanse edildi. 
Hatta giyim kuşam bile buna göre ayrıldı. Başı açıksa, “Atatürkçü”, yok başı kapalı ise “ dinci” sayıldı. Bir insan çıktı içimizden ve bu oyunu bozdu. İki tarafın "oyuncuları" da rahatsız oldu. Ama olsun, onlarda alışacaklar!
Sona eren kavgada artık bir “rant” bulamayacaklar.
Kavga da bitti, kavga sonucu elde edilen rantta…
Atatürk “İmam Ali’nin vekilidir” tespiti ve keşfi, fitneyi çıktığı deliğe geri soktu. Hele de, “Atatürk Kutbü’l Aktab'tır” çıkışı, Ata’ya olan bakışta, çıtayı hayli yükseltti. Lider, budur işte. Taşları yerinden oynatıp, “eğri” temelleri düzeltendir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli Atatürk ise bu temele, balyoz ve baltalarla saldırıların, beslendiği çürük temel yok edilmeliydi önce. Atatürk’te, Hz. Ali tüyü görmek, ne kadar dahiyane bir tespit. "Hiçbir savaşta yenilmemek" ancak böyle izah edilebilir.
Bu tespit etrafında Alevi de cem olur, Sünni de…
Bu tespit, hem ilmi bir hakikat, hem imani bir keşiftir. Tam da, "düşman" çatlatacak, fitneyi on ikide vuracak bir tespit.
Haydar Hoca fitneyi on ikiden vurdu!
Toplumsal barış için, gerçek Atatürk’e ihtiyaç vardı. Ve bu, Prof. Dr. Haydar Baş’a naip oldu. 
Sonsuz teşekkürler… 
Hoş Geldin Atatürk devrimi, hızla yayılıyor. Artık her kesimden insan, Atatürk’ün soyunun ana ve baba tarafından, peygambere çıktığını kabul ediyor. 80 milyonun soy ağacını bir gecede 80 milyonun gözüne sokanlar, ne hikmetse Atatürk’ün soyağacını çıkaramadılar. 
“Biz o’na bir baba zor bulduk” gibi laflar eden şerefsizlerin,fitnelerine göz yumdular.
Yıllarca,  Atatürk’ün ve pak ailesinin aleyhinde laf etmeye, ağır hakaret ve küfürler etmeye “kul hakkı” demeyenler, kendileri hakkında haklı tepkiler olunca, “kul hakkını” hatırlamaları, çok trajikomik… 
Ali Erbaş veya önceki diyanet reisler “ölmüş insanlar hakkında konuşmak büyük günah” demediler nedense…
Neyse, herkes rolünü oynar.
Mustafa Kemal kendi rolünü oynadı, “Atatürk” oldu. Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Bağımsız bir Türkiye kuruldu. 
Prof. Dr. Haydar Baş’ta kendi rolünü oynuyor ve inşallah, Bağımsız Türkiye yeniden
kurulacak. 
80 milyon, bir bilek bir yürek olacak. 
Düşmanlarımız bizim için, ne planlar kurarlarken, Türkiye, kendi kendini yiyor.
Avrupa Ordusu, Rusya için mi kuruluyor veya ABD için mi!? 
NATO yetmedi, AB ordusu kuruluyor. “ Biz NATO üyesiyiz” gibi hayalleri bırakın, Türkiye’yi yiyecekler!
Dün yemek isteyenlere, Atatürk güzel bir ders verdi. Bugün bu dersi verecek bir millet, Atatürk’e düşman olarak, bu işi başaramaz. “İçimizdeki beyinsizler yüzünden, Allah’ın bizi helak etmesini" istemiyorsak, “beyinsizleri” de, adam etmemiz gerekiyor. 
Baş Hoca’nın “Atatürk kutbü’l Aktab’tır” çıkışına,  50 yıldır “din elden gidiyor” diyenlerin bu sefer, “Atatürk elden gidiyor” demeleri, çok manidar. “Din elden gidiyor” diyenlerin, “karşı cepheyi” uyarmaları, iki cephenin de, aynı “yabancı elin” altında olduğunu gösterir.
Ne din elden gidiyor, ne de Atatürk!
Din de gerçek yerine oturuyor, Atatürk de…
Kabileler, Hacer-ül Esved’i Kâbe duvarına yerleştirmede anlaşamıyorlardı, sonra “emin” bir el bu kavgayı sonlandırmıştı. Kabileler gibi parçalara ayrıldığımız bir süreçte, içimizden bir insanın, her şeyi yerli yerine oturtmasına çok ihtiyacımız var.
Devlet ve din, yerli yerine oturmalı artık. Din, siyasetten çekilip hayatımıza ve gönüllerimize inmeli, devlette kendi işlevine dönmeli. "Dinlerarası diyalog" ile devlet, dine müdahale etmiştir. Devlet imkanlarıyla, İslam'ı batıl ile eşitlediler.
"Sonra da camiler niye boş kaldı" diyoruz, dolu olsa ne olur, memlektte Müslüman kalmadı be!..
Devlet Müslüman olmaz. 
İnsanlar Müslüman olur. 
Devlet hacca da gitmez, oruçta tutmaz.
Devletin dini, sadece adalettir. 
İşte Atatürk, bu dengenin sahibi bir insandı. Sait Nursi’nin “bu eserleri bana gökler yazdırdı” iddiasına, Atatürk’ün verdiği cevabı, “Atatürk ateisttir” iftirasına malzeme yapmak, cehalet değilse, ihanettir. 
“Kuran’da zinaya suç cezası verilemiş” diyen birinin,  “kabre abdest ile gitmeyi” anlamasını bekleyemeyiz. Din adına Haydar Hoca’ya laf yetiştirmeye çalışanlar, “ilah” kavramını iyi bilselerdi eğer, zinayı suç olmaktan çıkaran iradeye karşı çıkarlardı. “Zinayı kanunla yasaklamak Kuran’i ilkelere terstir” diyen zina savunucularından, bizi anlamalarını beklemiyoruz.
Haydar Baş fitneyi onikiden vurdu!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön