Türkiye’de her şey konuşulur, tartışılır ama kaynaklar asla…
"Türkçe Ezan"dan tutun da, kadınların ne giyeceğine kadar konuşulur fakat kaynaklar asla konuşulmaz.
"Sağcı", "Solcu" oluruz, "Cumhuriyetçi" ve "Atatürkçü", "Milliyetçi" oluruz ancak nedense kaynakları yine konuşmayız. "Osmanlıcı", "Dinci" ve İslamcı oluruz ama kaynakları ağzımıza almayız.
Sizce de, bir tuhaflık yok mu?
“Sahibi olduğumuz kaynaklar nelerdir?” diye, bir sorgulama içinde neden olamıyoruz?
Bütün mesele bu aslında: Kaynaklar…
Ve üstelik çok büyük kaynakların sahibi olmalarına rağmen Müslüman ülkeler, biz de dâhil, fakirlikten kırılıyor. Birçoğu açlığın pençesinde… Afrika ülkelerinde mesela, açlıktan ölümler var ama dünyanın ne zengin değerli taşlarına sahipler. * * *
Uzağa gitmeyin, Türkiye’ye bakın!
Sahip olduğu bor madenleri, Arapların sahip oldukları petrolden daha kıymetli… Dünya üzerinde bulunan bor rezervleri, dünyaya 800 yıl yetecek kadar mevcut ve bunun yüzde 75’i Türkiye’de…
Türkiye’de günlük yaklaşık olarak, 1 milyon 100 bin ton bor işlenmekte fakat bunların 72 bin tonu kullanılmakta. Geriye kalan 1 milyon tonu, ihraç edilmekte. Bizde 5’e alınan bor, işlenip bize 50’a satılıyor.
Bor’un kullanılmadığı alan yok. Cam ve tekstil sanayi başta olmak üzere, savunma sanayi, temizlik ve seramik ve metal sanayi, uzay ve havacılık sanayi, ilk aklımıza gelen alanlar. Tarımda ve sağlık alanında da ciddi bir kullanım alanına sahip…
Kanser tedavisinde kullanıldığını da unutmayalım. İnsanlık tarihi kadar eskidir borun kullanılması, Babiller, 4000 yıl önce boraks ticareti yaparlardı. Bor’u altını eritici madde olarak kullanıyorlardı.
Amorf bor tozunun 10 gramı 65 dolar. Kristal bor parçacıklarının 250 gramı, 3179 dolar. Saf bor elementinin 1 kilogramı, 11 bin 140 dolar.
Şu zenginliğe bakar mısınız? * * *
Prof. Dr. Haydar Baş’ın, “Türkiye, 3 katrilyon dolar kaynağa sahip” derken, kimse onu dinlemedi. “Türkiye’nin sahip olduğu toprakları kasa yapsanız, bu serveti alamaz” dediğini hatırladınız mı?
Neden peki?
Nedeni açık.
Türkiye’de kaynakları bir tek insan konuştu. Siyasetini, ülkenin kaynakları üzerine bina etti.
BTP Lideri Haydar Baş…
Gizlenmek, görmezden gelinmek ve yok sayılmak için başka bir nedene gerek yok.
Ola ki, insanlar “kaynak” gerçeğinin peşine düşer diye, kuyruklu bir yalan uyduruldu:
“Kaynaklar Lozan’da verildi!”.
Ya da, “2023’e kadar kaynaklara dokunamayız, tasarruf hakkı, yabancılara ait!”.
Bunun böyle olmadığı gün gibi ortada…
Hem “Lozan’da gizli madde var” madem, siz nereden biliyorsunuz?
Ayrıca maden ruhsatı verilen Cengizler yabancı mı?
* * *
Şu millet, ne kadar büyük kaynak üzerinde, aç ve sefil vaziyette yaşadığını öğrendiğinde, kahrından ölmezse iyi… Türkiye’nin sahip olduğu altın rezervi bakımından dünyada ikinci sırada… Artvin’den Gümüşhane’ye kadar altın dağlarının sahibi… Petrol denizi üzerinde yüzüyoruz resmen. Karadeniz’de daha geçenlerde doğalgaz bulundu.
Amerikan Geomark Resaarch İnc. Şirketi 1992’de Arap yarımadasında siluryen yaşlı kaynak kayalar üzerinde petrol rezervi araştırması yapıyordu. Geomarkın tespitine göre Güneydoğu petrol barındıran katmanlar Suudi Arabistan’daki yer altı katmanlarının uzantısı…
Katmanın bir ucu Suudi Arabistan’da diğer ucu diğer ucu Türkiye’de Petrol dolu katman aynı çağda ve biçimde oluşmuş. Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin üçgenindeki topraklar petrol denizinin üzerinde yüzüyor.
ABD Enerji Enformasyon dairesi verilerine gör Türkiye’de 1,8 trilyon metre küp kayagazı rezervi var ve bunun 500 milyar metre küpü Güneydoğu’da… * * *
Türkiye, kaynak bakımından dünyanın en zengin, ülkesidir. Toryum’dan hiç söz etmedik. Dünyada sadece bizde var desek, abartmış olmayız. Merhum, Prof. Dr. Engin Arık’ı hatırladınız mı?
"Türkiye’nin toryum yatakları, dünyanın en zengin yatakları… Türkiye tüm enerji ihtiyacını, senede 50 ton toryumla karşılayabilir" dedikten sonra, Isparta’da 2007 yılında düşen(düşürülen) uçakta öldü. O kaza sonucunda, 6 nükleer fizikçi hayatını kaybetti.
Ve Arık’a ait bilgisayar da, o kazada kayıp oldu.
"Kaza" diye inanmak mümkün mü?
Türkiye şuan, batmış durumda… Papaz'ı verince Türkiye'nin sadece ipini gevşettiler. Gevşetme işi, bir süre daha devam edebilir. Hele de, İran meselesi varken. Bir kaç PKK'lı bile teslim ederler. Seçim öncesi bir de Papaz verirlerse, şaşmam!
Neyse!
Eti bor, Varlık Fonu’na devredildi. "Teminat" gösterilip, dışarıdan borç para alınacak ve bu paralar kesinlikle ödenemeyecek. Ne olacak, sahip olduğumuz bor madenleri elimizden çıkacak.
Baş Hoca, kaynakları teminat gösterip karşılığında kendi paramızı basacaktı. Şimdi aynı kaynakları, "elin" boyalı kağıdı ile değiştireceğiz. Hem kaynaklardan olacağız, hem daha da borçlu kalacağız.
Ülke kaynaklarına karşılık para basmak nere, ülke kaynaklarını boyalı kağıda takas etmek nere!
Türkiye hazine üzerinde sefil dilenciye benziyor.
Neci olursanız olun, "kaynak" diye bir gündeminiz yoksa, kölesiniz, uşaksınız!
Ha "milliyetçi" uşak!
Ha "dinci" uşak!
Ha "cumhuriyetçi" uşak!
Uşaklığın bir tek gömleği farklı!
Hazine üzerinde sefil dilenci gibiyiz!