Devrimler marjinaldir zaten!

Hoş Geldin Atatürk, "devrim" etkisi yapmaya devam ediyor. Atatürk’ü “Müslüman” dahi kabul etmeyen kesimlerde resmen şok etkisi yaptı. İlginçtir, “Atatürkçü” geçinen kesimlerin dahi, “Dinsiz Atatürk!” profilini ne kadar benimsediklerini fark ettik.
Bir kesimin “Dinsiz Atatürk” iftirasını, diğer bir kesim ki, güya bunlar "Atatürkçü", ispat etme gayreti içinde oldularını üzülerek izliyoruz. Atatürk’e “dinsiz” diyen kesim ile çakma Atatürkçüler, aynı “proje”ye hizmet ettiler yıllarca…
Bilerek veya bilmeyerek!..
Hoş Geldin Atatürk tam bir turnusol oldu. 
Eseri Türk milletine kazandıran BTP Lideri, Prof. Dr. Haydar Baş’a sonsuz teşekkürler. Çakma Atatürkçüler ile Atatürk düşmanlarının aynı yola birlikte taş döşedikleri,, Baş’ın tuttuğu ışıkla, adeta suçüstü oldu. 
Maksadımız, birilerini suçlamak filan değil. 
Baş Hoca, bu kitabı; Türk milletini “Atatürk Vatandır” gerçeğinde buluşturmak için yazdı. “Atatürk birleştirici harçtır” hakikatinde birleştirmek ve “Atatürk tam bağımsızlıktır” hedefinde, buluşturmak için yazdı.
Amaç; birleştirmek, bütünleştirmek. Yoksa şu şunu dedi, bu bunu dedi, çokta önemli değil. Şunu bir kez daha gördük ki, Türkiye’de en doğru, en sağlam ve en kalıcı gündemi, Haydar Baş Hoca belirliyor. Toplumun birlik temeline çaktığı kazık, en az yüz yıl yerinden oynatılamaz.
Sadece ülkemize değil, dünyanın temeline döşediği fikir direkleri de, kolay kolay sökülemez. Biz "devrim" derken, bazıları, hamaset yaptığımızı sanırlar ama öyle değil, hakikat bu…
“Milli Ekonomi”, “Milli Para”, Milli Paralarla Ticaret”i dünya gündemine soktu. Dünya, Baş Hoca’nın kavramlarıyla "yeni ekonomi" düzenini konuşurken, dünya yeni düzenini O'nun ekonomik kanunlarıyla dizayn ederken, Türkiye bundan mahrum kalamaz.
Türkiye aslında, Atatürk’ü değil, Haydar Baş’ı tartışıyor. 
Onun tez ve görüşlerini tartışıyor. Devrim etkisi yapan görüşler ve tezler, başkaları için “marjinal” gelebilir. Devrimler marjinaldir zaten!
Tartıştırır, düşündürür ve sonra kök salar.
Hoş Geldin Atatürk, "Atatürkçü" olmaya davet etmiyor, Atatürk olmaya davet ediyor. "Türkçü" olmaya davet etmiyor, Türk olmaya davet ediyor. Bugün sadece "Atatürkçü" ve "Türkçü" olma günü değil, Atatürk ve Türk olma günüdür.  
Atatürk olmak için,  Atatürk'ün hem milli ve hem de dini kimliğini bilmek gerekir.
Asker Atatürk, “Atatürk” boşluğunu doldurmadı, yıllardır. Atatürk’ü “çocukken karga” kovalayan, asker olduktan sonra da, “düşman kovalayan” biri olarak görmek ve göstermek, iyi niyetle açıklanamaz.
Aldığı ekonomi karalarıyla Atatürk’ün iktisatçı kimliğini nereye koyacaksınız. Hepsini geçtik, İnsan Atatürk’ü nereye koyacaksınız. 
Gözleri bağlı insanların fil tarifi, teşbihte hata sayılmazsa eğer, içimizden bir insan çıktı, gözlerdeki bağı çıkarıp attı. Bunu görelim artık. İstenildiği kadar "Atatürk" kitabı yazılsın, hepsi bilinenin tekrarı olmaktan öteye geçmez.  
Prof. Baş’ın geçen hafta ifade buyurduğu, “ millet önderinin dindar olmasını ister” tespiti ve teşhisi, sosyologlara, ciltler dolusu kitap yazdıracak çapta önemli bir söz. 
Milletin ne aradığını bileceksiniz. Bilmezseniz eğer, bu boşluğu "düşman" doldurur.
Dindar lider arayışı bu toplum için çok normal. Kabul etseniz de, etmezseniz de bu millet Müslüman, liderini Müslüman ister. Eğer siz bunu görmezden gelirseniz, ABD size bir “dindar lider” gönderir, işin içinden çıkamazsınız.
Göndermedi mi!
Ajanına "İslam" kıyafeti giydirir ve sizi içerden teslim alır. Lawrence'i hatırlayın.
Özal öldüğünde öne çıkan slogan "Dindar Cumhurbaşkanı" sloganıydı, unutmayın. ABD boşluğu bir Dünya bankası çalışanı ile doldurmuştu. Bana göre Özal, asla “dindar cumhurbaşkanı” olamaz. 
Menderes dindar mıydı?
Ama bu halk Menderes’i  “evliya” bildi. Sizce kendi kendine mi bildi, yoksa bir "proje" miydi? "Evliya" ülkesini ABD’ye satana denmez. NATO’ya sokana denmez. Kore’de, sırf NATO’ya girmek uğruna Müslüman’ın kanını dökene denmez. Bir ülkeyi, emperyalizmin dişlerinden çekip alana denir.
CIA'ya "ajanlık" yapan Gülen, "veli" diye kakalanmadı mı?
Atatürk’e “deccal” diyen Nursi'ye halen bu ülkede “veli” gözüyle bakan milyonlar var. Ülkeyi kurtaran Atatürk’e Kut’bül Aktap denilmesine laf ediliyor. Atatürk kendisi için “Kut’bül Aktap veya “Meydan Dedesi Kemal” diyor, biz demiyoruz ki.
Eğer Atatürk’ün gerçek kimliği gizlenmeseydi; bugün çok farklı bir Türkiye olurdu. ABD’nin önümüze koyduğu “dindar” profillerine itibar edilmez ve Türkiye asla soyulmazdı. Atatürk milliyetçiliği daha doğru anlaşılır ve bugün anti-emperyalist bir toplum olurduk.
ABD’nin Atatürk düşmanlığı nasıl bir proje ise önümüze koyduğu “dindar lider” profilleri de, bir projedir. Sadece Menderes ve Özal’a bakmak bile yeterli… “Dindar Atatürk” gerçeği gizlenmeseydi, evlat katili padişahlara “evliya” gözüyle bakılmazdı.
Sağ-sol veya Alevi-Sünni oyunları tutmaz, binlerce gencimiz bir hiç uğruna ölmezdi. Alevilerin evlerine çarpı atmaya cesaret edilmez, kardeşler arasına korku ve fitne tohumları ekilemezdi.
Atatürk kutsallaştırılmıyor, tam tersi “kul” Atatürk öne çıkarılıyor. Emperyalistlere değil, Allah’a kul olmuş Atatürk'ün, anlatılmayan ve hep eksik kalan yönleri anlatılıyor. Düşmanın çatlaklardan girmesi önleniyor.
Devrimler marjinaldir zaten!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön