Bu "dinciler" Peygamber'e dahi saldırır

Bayramda da yazı yazmaya devam ettim.
Keyfimden değil, öyle icap etti.
Gerçi, keyiften yazı yazılmaz ki… 
Derdi olan yazar.

Gelde yazma;
"Vay  o 'teravih'e katılanların haline" diye yazdım: http://www.yenimesaj.com.tr/vay-o-teravihe-gidenlerin-haline-H1319036.htm

Namazın Allah için kılınması gerektiğini ifade ettim. "Siyasi namaz" olamayacağını, söyledim. Allah'ın, "vay o namaz kılanların haline…" diye ikaz buyruduğunu hatırlattım.
Gazetenin mesaj kutusuna, gelmeyen hakaret kalmadı. Sosyal medya hesaplarından, yazının linki üzerine "eşek sudan gelinceye kadar dayak atmak lazım" diye yazdılar.
Alıştılar tabi;
Gazeteci dövmeye…
Dövüp, arka kapıdan çıkmaya…
Size bir şey diyeyim mi; Peygamber bugün hayatta olsa, bu 'dinciler' ona saldırır!
Abarttığımı sanmayın sakın. Dırar mescidinin Allah'ın emri ile yıkıldığını yazdım. Allah öyle emrediyor, ne yapsın peygamberimiz. Allah'ın emrettiğini  yapıyor, nehyettiğinden uzak duruyor.

Vahiy geliyor, "Muhammedim gitme o mescide!" diyor. Sonra, "o mescidi yık!" diyor. Peygamberimizin hangi mescitlere gitmesi gerektiğini de, belirtiyor.
 "Allah rızası için" yapılmış, "takva temelli mescitlere" gitmesi gerektiğini, ikaz buyuruyor.
Allah'ın ayetini, peygamberin uygulamasını hatırlatarak, 2012'de "Çamlica'ya camii" dediklerinde  "ben o camide namaz kılmam" diye yazmıştım. Üzerinden 7 yıl geçti, cami yapıldı "ibadete" açıldı.

Neler oldu, önünde siyaset yapıldı. İçinde siyaset yapıldı. Yerel seçimler oldu, İstanbul'u iktidar kaybetti. O cami içinde bir kadın ağladı, hatırlayın,  "benim kocam, onlara hizmet edemez" dedi.
Sayın Erdoğan, "bakacağız!" dedi.
Allah aşkına Çamlıca Camisi'nin temeli siyaset değil mi?
İçi, dışı, önü, arkası, siyaset değil mi? O camiyi yapan şirket bile battı. Yapana bile hayır getirmedi. Burada kılınan namaz da, siyaset mi olur, huşu mu, taktirlerinize bırakıyorum.

Kimse namazına ve orucuna yazık etmesin!
Belediye çadırlarında oruç açanlar, o oruçlarını tekrar tutsunlar. O iftarlarda, 82 milyonun hakkı var. Bu halkın tamamından izin aldınız mı, ceplerinden oruç açmaya!
Bir insan, Allah  için namaz kılmalı.
Bakan için  namaz kılınır mı yahu!
Gördünüz, değil mi, bakan için kılınan namazı…
Mümin olan, bir siyasi lider istedi diye "teravih" kılar mı?
"Bakan rızası için namaz" olur mu!
Ayet, "vay o namaz kılanların haline, kıldıkları namazdan gafildirler" demiyor mu?
Biz de, bunu hatırlattık.

Peygamberimiz bugün hayatta olsa, bu ayetler, tam da yeni vahyolsa, efendimiz tehdit edilir mi edilmez mi?
Bence edilir.
İslamcı Siyaset, peygamberin evlatlarını katletmedi mi?
Emevi İslam'ı siyasal İslam'ın doğum evidir.
İslam'ın siyasete malzeme edilmesi, Muaviye ile gerçekleşti.
"Bu sarayları kendi paran ile yaptıysan israf, yok eğer halkın parası ile yaptıysan haram" diyen Ebuzer'lere verilen cevap, çok tanıdıktı: Temsilde israf olmaz!

Peygamber İslam'ı, Muaviye elinde, Saray İslam'ı oluvermişti.
Saray İslam'ı, her dönemde, İslam ile çatışmıştır.
Ne yaptı Muaviye;
Hz. Ali ile savaştı. 
Peygamberimizin, "Hak Ali ile Ali Hak ile" dediği bir insan ile savaştı. "İslam'ın kıllıcı" ile savaştı. "İlmin kapısı"na tosladı…
İslam peygamberinin, "Ey Ali, Musa ile Harun ne ise, senle ben aynıyız" dediği, Ehl-i Beyt'in üçüncü büyük insanı ile savaştı.(Birincisi peygamberimiz, ikincisi Fatıma, üçüncüsü Ali).
Başka;
İmam Hasan ile savaştı. O mübarek insanı, zehirleterek şehit etti. Çünkü Hasan'ın varlığını dahi, siyasetine engel gördü.

Bitmedi;

Ömrü yetse kendisi yapacaktı, geberdiği için, yerine bıraktığı  oğlu Yezit yaptı: İmam Hüseyin'i ve yanındaki 71 kişiyi, Kerbela'da katletti.
Siyasal İslam'da iktidar olmak için veya iktidarda kalmak için, "her yol mübah"…

Siyaset İslam'ı ile Allah'ın İslam'ı çok farklı;
Birinde her şey "siyaset" için yapılır, diğerinde her şey Allah için…
Bizde bunu söyledik.
Camiye siyaseti soktunuz, yeter, bari namaza siyaseti sokmayın. "Teravih, teravih olalı, böyle zulüm görmedi" dedik. Şimdi peygamberimiz hayatta olsa "İslamcı" kafalar O'na saldırmazlar mı?
Saldırmak ne kelime, Peygamber, Siyasal İslam mağduru, evlatlarını kaybetti bu uğurda. 12 İmam'ın yanlış söylemeyeyim, 9'u, Saray İslam'ının kurbanı oldular. Mezhep İmamımız İmam Azam bile…

Peygamberimiz hayatta olsa, "hırsızın eli, kızım Fatıma bile olsa kesilir" deseydi mesela?
"Hırsız bizim"ciler saldırırdı bence!..
Çöpte, yiyecek arayanları gördükçe, "komşusu açken tok yatan bizden değildir" diye buyurur, başına gelmeyen kalmazdı.
Saray zenginleri O'nu çocuklara taşlatırdı, Taif'te olduğu gibi…
Sorunu Allah ile olanlara, ayeti hatırlatmak, hoplamaları için yeter, artar bile…

"Bakın bu ikiyüzlüler, Allah'ı kandırmaya çalışıyorlar; halbuki Allah onların kendi kendilerini kandırmalarını sağlıyor. Onlar namaz için kalktıklarında, gönülsüzce, sadece insanlar görüp taktir etsinler diye kalkarlar; Allah'ı da nadiren anarlar."
Bu yazdığımız, Nisa Süresi'nin 142'ci ayet mealidr.
Yenikapı'da bu ayeti okuyan biri, dayak yer mi yemez mi?
Sanki Yenikapı için, daha yeni inmiş!

İslam'ı savundukça batıyoruz, neden? 
Çünkü yaşamıyoruz.
"Dinci" veya "İslamcı" değil,  Müslüman olmak zorundayız. İslam'ı karşımızdakine değil, nefsimize anlatmalıyız. İslam'ı savunmak yerine, yaşamalyız.
İslam bir tez veya antitez değil. İslam bir parti görüşü veya siyaset de değil. İslam, kulun yaratıcısını bulması için, kula açtiğı bir caddedir. Allah'ın İslam'ına dönmeliyiz.
Kalbimizden Allah'a giden yolu bulmalıyız.
Bu yol bizi, "kendine  nimet verdiklerinin yoluna" iletir, "gazaba uğrayanların ve sapmışların" yolundan uzaklaştırır.
Ama bu siyaset namazı ile siyaset tövbesi ile olmaz. Nasuhi tövbe ile ve "yanlız O'na ibadet etmek" ile ve  "yanlız O'ndan yardım dilemek" ile olur.

Bu "dinciler" Peygamber'e dahi saldırır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön