Trump bizi yine kandırdı!

Trump, deli filan değil. 

Kafasının estiği gibi atan tutan biri, hiç değil. 

ABD ile derin ABD'yi aynı anda idare eden bir akıllı. İki ABD de, tek ABD'dir. Biz şaşı baktığımızdan, çift görüyoruz.

İki yüzlülük, ABD'nin doğasında var. Trump ile ilgili bir durum değil.

ABD ordusunun armasında ve dolarında, bir kartal resmi bulunur. Kartalın bir ayağında “Zeytin Dalı” varken, diğer ayağında oklar var.
ABD, “Zeytin Dalı” gösterip, ok saplayan bir ülkedir.

Bir Kızılderili lideri ABD için, "beyaz adam çatal dille konuşur" der. 

ABD Başkanı Roosevelt, "yumuşak konuş, ama yanında büyük bir sopa taşı" der. 

Trump yumuşak konuşup, bizim heyetin, S-400 hızını kesti. Onların heyeti bizimkilerin karşısında ellerinde notlarla beklerken, bizimkiler, sanki emmioğluna çaya gelmişler. Trump "heyetiniz artist gibi" dediğinde bizimkiler, hep birlikte gülücükler dağıttılar. 

Küçük görmüyorum; ABD'nin topunu, Berat'ın bir tırnağına değişmem, bu ayrı konu. Bizi bilirsiniz. Kendi eşkıyamızı dahi,  onların evliyasına(!) değişmeyiz. Bizi yetiştiren, böyle yetiştirdi. Bize düşman olanın dahi, namusuna ve aile şerefine, saygı duyarız.

Ama bilelim ki, Trump bizi yine kandırdı!

Çatal dilinin biriyle bizim gönlümüzü alırken, öbürüyle resmen zehir saçtı. Sayın Erdoğan'ı Kürtlerin düşmanı ilan etti. Bu, asla kabul edilemez. "Kürtleri yok edecekti, ben durdurdum" ne demek?

Sen kimsin!

Bir taraftan, ABD'yi Kürtlerin "koruyucusu" yaptı, diğer taraftan, Türkiye’yi ve liderini “Kürt düşmanı” ilan etti.

İleride isteyeceği "açılım" taleplerini şayet, Sayın Erdoğan reddederse "Kürt düşmanı" olacak, kabul ederse, Türkiye'nin sonu olacak! 

Şu tuzağa bakar mısınız!

Trump, Erdoğan'ı “Saddamlaştırma” süreci başlattı!

Kim ne derse, desin!

Ne demek "Kürtleri yok etmek", orada, hemen cevap verilmeliydi. "Kürtleri değil, teröristleri hedef aldık" denmeliydi. Ama denmedi.

Pentagon ABD'nin tehdit dili iken Trump, ABD'nin tatlı dili(!). Tatlı dediysem yanlış anlaşılmasın, tatlı yılan demek istiyorum. 

Emperyalizm, zaten bu değil mi; bir dilinde “demokrasi, insan hakları” dökülürken, öbür dilinde, ölümcül zehirler saçılır. 

Trump'a kanan yanar!

Ülkeyi de yakar, kendini de…

Türkiye, Akdeniz'de sıkıştı, Ege'de sıkıştı, Rusya tarafından da, kurduğu sağlıksız ilişkilerden dolayı sıkıştırılıyor. 

G20 günü, Suriye'de kontrol noktamızın vurulması, Rusya tarafından "ayağını denk al" uyarısıydı. Her şeye rağmen Suriye, Türkiye'ye vurmaz. O iş Rusya’sız olmaz.

Trump, FETÖ'yü himaye ediyor, Yunan'ı üstümüze salıyor, Sisi'ye çimcikletiyor, İsrail'e arkadan vurdurtuyor, PKK'yı silahlandırıyor, Libya’dan tehdit ettiriyor, buna rağmen görüşüyor, bizimle alay etmesine gülüyoruz da, Esat ile niye konuşmuyoruz?

Esad ile diyalog olsa ne olur;

Rusya, bu diyalogsuzluğu kullanamaz.  İran ile ilişkiler daha sağlıklı olur. PYD/YPG yok olur. ABD, bu kadar pervasız olamaz. Bugünkü Suriye'den eser kalmaz. PKK, Suriye'de bize tehdit olmaz.

Dahası, ülke içinde artık git gide büyüyen "Suriyeliler" krizi çözülür.

Her şeye rağmen geç kalınmış değil. Türkiye, her sorununu kendi içinde çözecek güçte. Hükümet, bu ülke için, kendine uzatılan eli görmeli. 

Bu ülke hepimizin… 

Kol kırılır, yen içinde kalır.

"Türkiye'yi 6 ayda düze çıkartırım" diyen, bir insan var aramızda. Bu insanı Rusya'sı, Çin'i dikkate aldı da, biz niye duymazdan geliyoruz. 

Halen mi, duymayacağız?

 

Trump bizi yine kandırdı!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön