Cumhurbaşkanı Erdoğan "Milli paradan başka çaremiz yok" dedi. Çok doğru yerinde bir tespit. Bu, "Haydar Hoca'dan başka çaremiz yok" itirafıdır.
Geç oldu ama, güç olmaz inşallah!
Putin ise G20 zirvesinde "Liberalizm bitti" demişti. Rusya, sosyalizmi bırakalı çok oldu. Kapitalizminde bittiğini söylüyor.
Peki bu ikisi dışında bir sistemden bahsetmiş olmuyor mu? "Milli Paralarla Ticaret" dediğine göre, "milli para" mucidini Duma'da ağırlayıp 2013'te, bunu dünyaya ilan ettiğine göre Rusya "Haydar Baş" diyor, "Milli Ekonomi Modeli" diyor.
Bunu artık, sağır sultanlar duydu!
Allah var, Rusya, bunu hiç bir zaman gizleme gereği duymadı.
Sıkıntı bizde!
Çanakkale gibi bir destanın kahramanını yok saymış bir zihniyetin "milli para" dediği halde, Prof. Dr. Haydar Baş'ı yok sayması, yadırganacak bir durum değil.
Hasta, reçeteyi yazan doktoru inkar etse bile tedavi olabilir, ancak reçetenin gereğini yerine getirmek şartıyla.
Peki, gerçekten "milli para" diyen Sayın iktidar, bunu uygular mı?
Asla.
Uygulayabilir mi?
Kesinlikle hayır.
Bu iki sebepten mümkün değil; Birincisi ekonomiyi bilmezler, ikincisi Baş Hoca ifadesiyle "Türkiye'nin milli parası yoktur".Tezin sahibi Baş Hoca, söylüyor.
Geçen yıl 24 Haizran seçimleri öncesi, Sayın Erdoğan'a bir arkadaşımızı gönderip, "eğer gerçekten benim modeli uygulamak istiyorsanız, size teknik destek verelim" teklifi yapıldı ama kabul görülmedi.
Neden "milli para" dillerinde diyeceksiniz. "Milli Para/Milli Paralarla Ticaret" bir dünya markası da ondan. Yıllar önce demiştim "bu tez, bir tsunami etkisi yapacak ve Türkiye bundan kaçamayacak" diye.
İşte, o günleri yaşıyoruz.
Yalnız, bu marka tescillenmiş durumda. Hem de 2013 yılından beri. Yani 2005 tarihinde çıkan, iktisat tarihinde bir çağı açıp, bir çağı kapatan Haydarizm, bütün kurallarıyla Sayın Baş adına tescillidir.
"Milli para, Milli paralarla ticaret, vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı, çocuk maaşı, doğum ikramiyesi" gibi bütün bölümleriyle tescillidir. Yani seçim almak için vaad edilmiş şeyler değil, bunlar.
Modelin hayata geçirilmesi için, tüketicinin cebine para koymak için, tezin olmazsa olmazlarıdır.
Mevcut iktidarda ne bunu yapacak bir yüz, ne de böyle bir amaç var.
Dünya "milli apara" derken, kendilerine ait bir görüşmüş gibi konuşuyorlar. Tescilli bir şey nasıl çalınsın. Eninde sonunda anlaşılır. Dünyada böyle bir kavram, 2005'ten önce yoktu. Milli Ekonomi Modeli kitabıyla çıktı ortaya.
Batmış bir tüccar, evde hanımla, çocukla, kavga eder. Kefen parasına el koyar. Şekil a'da görüldüğü gibi.
Merkez Bankası Başkanı ile kavga ediyorlar. Konuşulması gereken, Merkez Bankası neden bağımsız? Muhalefet ve iktidar, işin bu kısmına bakmıyorlar.
Merkez Bankası TC'ne ait mi, değil mi? Ama maalesef değil. Cebinizdeki paraya bakarsanız görürsünüz. Üzerinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yazar. "Cumhuriyeti" ibaresi yok. Bunu AKP yaptı.
TC sadece levhalarda kalkmadı, paradan da kaldırıldı.
Türkiye bağımsız değil ama Merkez Bankası bağımsız!
Kimden bağımsız?
Türkiye'den.
"Merkez Bankası bağımsız" ifadesi kulağa hoş gelse de, Türkiye'nin değil demektir. Bu gurur duyulacak bir şey değil, işgalin parasal versiyonudur.
Türkiye'ye ait olan, nasıl Türkiye'den bağımsız olur. Merkez Bankası Türkiye'nin değilse, Lira, nasıl Türkiye'nin olur. Türkiye'nin merkez bankası yok ki, Türkiye'nin milli parası olsun.
Olayın, neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
Türkiye'nin işi, ekonomik anlamda bitti.
Kimse düzeltemez.
Haydar Hoca dışında…
D8'i Erbakan kurmuştu. Neye hizmet etti, dolara… Şimdi, "milli paralarla ticaret" yapmayı konuşuyorlar. Eğer uygulayabilirlerse bundan sonra kendilerine hizmet edebilirler. Tabi milli paraları varsa.
Partisi iktidar edilmediği halde, tezleri dünyada iktidar olan, insan, Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Dünya Haydar Başçı oldu. Sayın Erdoğan bile…
BRICS, Milli Paralarla Ticaret tezi etrafında kuruldu. Şimdi eğer buna D8 eklenirse, Dünyanın üçte ikisi Haydar Başçı olur.
Hacım, bana soracakmısın "gücünüz ne!" diye.
Bizim gücümüzü görecek göz sizde var mı!
Milli aklın ve gerçek imanın, aşamayacağı hiç bir engel yoktur.