Bir kaç gün aradan sonra, yeniden merhaba…
Sılayı rahim yaptım. Bedenimin doğduğu topraklara gittim. Bir hafta buradan geçirdikten sonra, bir haftayı da, ruhumun doğduğu beldelerde geçirdim.
Bu arada, önemli gelişmeler oldu; S-400’ler geldi. Parçalar geldi en azından, birleştirildi mi, antenleri açıldı veya çalıştırıldı mı, henüz bilmiyoruz.
Her şeye rağmen, bu savunma silahını almak, iyi bir gelişme. Ta ki, biz kendi silahımızı kendimiz yapana kadar.
S-400’ün sadece bir silah olmadığını, bu köşede çok ifade ettik. S-400’ü almak Türkiye’den çok Rusya’nın bir zaferidir. Eğer bu silah, Çin’in olsaydı, çok fazla bir şey ifade etmezdi. Rusya, NATO’dan bir gedik açtı.
ABD “yaptırım” dedi ama Türkiye’yi gözden çıkaramaz. Ambargo veya yaptırım, Türkiye’yi Batı’dan koparır. NATO’dan çıkmasına neden olur. Bu da, NATO’nun yüzde 20 güç kaybına uğraması demektir resmen.
Dahası, Türkiye’nin olmadığı bir NATO, çok gitmez dağılır. NATO’nun dağılması demek, Rusya’nın tek süper güç olması, ABD’nin ise çökmesi demektir. ABD, yediği ölümcül “dolar” darbesinden sonra, bir de, NATO darbesi yeyince, işi biter. Caydırıcılığını yitirir. Derin ABD, bunun farkında…
Avrupa’yı, Rusya ile korkutup yanında tutmayı başaran ABD, bu sefer “İslam” ile korkutmak amaçlı, Irak’tan topladığı IŞİD’i, içlerine salabilir.
Velhasıl, Batı cephesinde işler karışık!
S-400’den önce Batı, savunmasını Türkiye’den başlatmış iken şimdi, Rusya savunmasını Türkiye’den başlatmış oldu. Henüz, bizim adımıza sevindirici bir durum yok. İki süper güç arasında, daha ne şekilde sıkışacağız, bunu göreceğiz.
Türkiye, ne ABD, ne Rusya, Bağımsız Türkiye olmak zorunda. Bunu sağlayacak akıl da biz de, güçte biz de… “Milli Paralarla Ticaret” tezi, ABD’yi bugünkü pejmürde duruma sokmadı mı.
ABD’yi ABD yapan, karşılıksız basıp, dünyayı soyduğu parasıydı. Rusya, Haydar Baş’tan aldı, dünya da Rusya’dan. Ne acıdır ki, Türkiye dahi bunu, Rusya’dan aldı. Rusya aldığını gizlemedi Duma’da, Prof.Dr. Haydar Baş’ı ilim adamı sıfatı ile ağırlayarak dünyaya ilan etti.
Bizimkiler halen, hırsızlık peşinde!
ABD, Türkiye’ye yaptırım uygulamasa bile Türkiye batmış durumda.
Bence ABD, yaptırım uygulamayacak!
Yaptırım uygularsa eğer, Türkiye’yi kaybeder. O zaman Türkiye’yi ya Rusya’ya kaptırır, ya da İngiltere’ye. İngiltere nereden çıktı, diyorsunuz. Türkiye aslında İngiltere güdümünde bir ülke… ABD ve İngiltere, Türkiye üzerinde, güç çekişmesi yaşıyorlar.
Bağımsız Türkiye nerede?
Atatürk ile birlikte, mezara gitti.
Ülkeyi, Batı mezarlığından çıkartıp, Rusya’nın da kucağına düşürmeden, kendi bağımsız yörüngesine oturtmak zorundayız. Tabi ki, S-400 ile mezarlığa kazma attık. Çıktıktan sonra, milli bir diriliğe kavuşmak zorundayız.
Türkiye, Haydar Hoca’ya tutunarak dirilecek!
Rusya, kime tutunarak dirildi. Çin, “insan odaklı” ekonomi derken, kapitalizmi kasdetmedi. Dünyanın yeni ekonomi modeli, “Milli Para”yı icat eden, Haydarizm’dir. Parayı bulan Frigyalılar olabilir ama “Milli Para”yı bulan, biziz.
İstersen inkar et!
Güneşi inkar edersen, ancak “yarasa” olabilirsin!
Emek ve üretim karşılığı basılmış kağıda “milli para” denir. Karşılıksız basılmış kağıda da “dolar” denir. Dolar ile borçlanıp, karşılığında, kağıt basmaya ise “Lira” denir. Bunu, “Milli Para” sananlara da, “Saymaz İsmail” denir!
Neyse!
Türkiye, bağımsız olmak zorunda. Bağımsız Türkiye, Atatürk’ün Türkiye’sidir. Mevcut Türkiye ise Atatürk’ten sonra, herkesin katkı verdiği ve en son AKP ile dibe vurduğu Türkiye’dir. Suçlamıyor, durum tespiti yapıyoruz.
S-400, önemli bir dümen kırılmasıdır. 6.Filo’yu kıble edinmekten, yüz çevirmektir. Bu arada S-400’ü de kutsamayalım, 4 tane boru işte. Bizim Kazancı Kadir Usta yapar!
Zaten, S-400’ün sahibi de, bir Azerbaycan Türk’ü…
Gemiden yüz çevirip, borulara tapmayalım!
Bundan sonra ki adımlar, çok daha önemlidir. Sovyet Rusya’sı onca silah gücüne karşı dağılıp gitti. Biz, Rusya’nın bütün silahlarını alsak, Türkiye’yi yine kurtaramayız. Çünkü ülke silahla değil, ekonomi ile kurtulur.
Yanlız başına silah, işe yaramaz.
Açlığa karşı hangi silahınız var elinizde!
Hiç.
“Türkiye’yi 6 ayda, yoluna koyacak” tez , bizde ama. Aylardır S-400’ü bekledik durduk, geldi düzeldik mi?
Hayır.
Düzeleceğiz mi?
Asla.
Bu ülkede, tarıma “stratejik” diyen Haydar Hoca var. “Silahsız savaşılır, ama buğdaysız savaşılmaz” diyeli 15 yıl oldu. Aç kalarak, Baş Hoca’nın bu sözünü, zihinlere kazımak varmış kaderde.
İhtiyat akçesi de, gitti.
Herkes, tencerede taş kaynatır artık!