Türkiye emperyalizmin oltasında

Kraliçe’nin Gül’leri, ‘Bebecan’ları çıktı meydana… 17 yıldır iktidardalar, “Türkiye’nin karanlıkta olduğunu” söylüyorlar. Bu işte, payları yokmuş gibi konuşuyorlar. Balık hafızalı toplumuz ya, unuttuk her şeyi!..

“Ergenekon” soruşturmalarını başlatan, bu Gül değil miydi?

“Güzel şeyler olacak” diyen “çözüm süreci”nin stardını veren değil miydi?

AKP’nin “noteri” gibi Köşk’te çalışan, kimdi?

Kraliçe’de “ödül” alan, kimdi?

İngiliz savaş gemisine “kraliçe”nin ayağına giden?

ABD’nin Irak’ı işgalinde, “ABD kadar, demokrasi ve özgürlük için bedel ödeyen ülke olmamıştır” diyen,  aynı Gül değil miydi?

Gülen’e Fehmi Koru’yu gönderen kimdi?

İsimlerle asla bir takıntım yok. İsim “Gül” de olsa fark etmez, ben işin “diken” kısmına bakarım. Babacan mı ‘bebecan’ mı, bu da önemli değil!

Ben, kimin “bebesi” olduğuna bakarım, ebesi dahi ilgilendirmez beni!

İngiltere bursu ile okudu mu!

ABD’de eğitim gördü mü!

ABD askerlerine “dua” etmedi diyelim!

Peki, “Irak’a ilk bomba düştüğünde, kredi dilimi serbest bırakılacak” dedi mi, demedi mi?

Kredi uğruna Irak’a bomba düşmesine yardım eden, “koltuk” uğruna, nereye bir şey düşmesine razı gelmez!

Mevcut iktidarı bölünmesi, beni rahatsız etmez. Zaten hem CHP bölünecek, hem de AKP, aksi taktirde mevcut meclis tablosu, Türkiye’yi böler. Bunlar ayrı konu…

Ben sadece, “eşek boyanıp bir daha bize satılmasın!” diyorum.

Malum bir Kayseri hikayesidir. “Kayserili eşeği boyayıp, babasına satmış!”. Hikaye bu, Kayseri halkından özür dilerim.

Kapitalizmi “yeşile” boyamak, bunların “hoca”larının mesleğiydi.

Belli ki, “talebeler” bu konuda da yetişmiş!

Türkiye’nin zamanı kalmadı!

17 yılda, ülkeyi kuruttular. Adamlar, 12 bin yllık gölleri bile kuruttular, burdan düşünün işte.

Neyse!

“Eşek” konusuna dönecek olursak!

Bu arada, kimse “eşek” lafımı üstüne almasın!

Böyle bir “eşekliğe” gerek yok!

“Eşek”ten kastım, tabi ki kapitalizm!

Kapitalizmi neye boyarsanız boyayın, kapitalizm aynı eşektir!

“Çüş” diyen de siz değilsiniz, “ço” diyen de!..

“Eşeoğlu eşekliğe” lüzum yok yani!

Dolara “çüş” dersen, duruyor mu?

Durmuyor.

İşte bunu demek istiyorum, “ço!”diyen de başkası, “çüş!” diyen de… Senin elinde hiç bir şey yok. Yuları, emperyalizmin elinde…

Sen asdece “eşeğin”, suyunu arpasını verirsin!

“Eşeğin” hizmetçisi!

Üstelikte, doymak bilmeyen bir “eşeğe”…

Emperyalizm, senin toprağında “ameliyat” yapmaya geliyor. Sen komşularına yapılan “ameliyatlarda”, bu katillere “makas” tuttun!

Ameliyat sırası senin ülkende!

Gerçi ülke “senin” değil!

Olsa, bunu yapmazdın!

Ülke Türklerin, sen Türk değilsin.

Gelelim işin bir başka boyutuna;

Sayın Erdoğan, çok sıkıştı.  

Sıkışınca, S-400’leri “test” etti.

Rakiplerine karşı kullanamaz ama arkalarındakine “mesaj” verdi: “Beni çok sıkıştırırsanız, S-400’leri çalıştırırım” demek istedi. Çavuşoğlu “kutuda kalması için almadık” dedi.

“Mesaj” yerine ulaştı.

Trump “iyi polis” rolüne devam ediyor, Pentagon ise “kötü polis” rolüne. Sonuçta, emperyalizmin kazan için uğraşıyorlar.

Bu ekonomi ile ve bu kafa ile bu işlerin içinden çıkmaları, hiç ama hiç mümkün değil. İsteyen istediği dertte olsun, biz “ülke” derdindeyiz. Eğer Sayın Erdoğan, “Milli Para” ilanından samimi ise bu işin sahibine sormak zorunda.

Emperyalizme karşı, siyasetinin “son nefesinde” ve üstelik “koltuk korkusuyla” da olsa, “Haydarizm” dediğinin farkında ise yine de, “gel”sin…

“Bu kapı, ‘ümitsizlik’ kapısı değil.

Yüz bin kere de tövbe bozulsa”, yine ‘gel’sin!

Aksi taktirde, emperyalizm Erdoğan’ı yiyecek! Emperyalizm, arada bir “kurban” ister. Saddam’ı, Kaddafi’yi yiyen  güç, bizden “kelle” istiyor. “Kelle avcıları”, sonra o toprakları ne hale getiriyor, söylemeye gerek yok.

Emperyalizmin oltasındaki Türkiye’yi ancak “tezi” olan kurtarır. “Alevilerin evlerine çarpı atılırken”, Alevi ve Sünni, hangi adreste, “bir bilek, bir yürek” olabilir?

Haydar Baş’a doğru bak, her şey düzelir.

Vallahi düzelir, billahi düzelir.

“6 ayda düzeltirim” diyen sese kulak ver, Türkiye’m!

“Atatürk Vatandır” diyen sesi duy!

Dünyanın “tezini” kullandığı adama dön!

Hoş Geldin Atatürk’e dön!

“Türkiye zifiri karanlıkta” sözünün, ilk sahibine dön.

Kraliçe’de derdine derman çıkmaz!

Türkiye emperyalizmin oltasında

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön