Yürek yakan acımızdan dolayı dünyayı unuttuk!
ABD’nin “virüs” nedeniyle Çin’i suçladığını, dünyayı Çin’e karşı örgütlediğini, bir süreliğine unuttuk. Çin’den 20 trilyon dolar 'korona' zararı istediğini, dünya ülkelerinin de Çin’den uğradıkları zararları talep etmesini istiyor.
Dünyayı Çin’e karşı örgütlüyor!
Dünyanın Çin’den 100 trilyon dolar talep etmesini istiyor. Çin bunu öder, ödemez ayrı konu. Fakat dünyayı çok kötü gelişmeler bekliyor.
Türkiye, ciddi risklerle karşı karşıya…
Kıtlık ve açlık, risklerden bir tanesi mesela…
20 ülke tahıl ihracına, kendi ihtiyaçlarından dolayı kapıyı kapattı. Yani paranız olsa da dünyada tahıl bulamayabiliriz. 18 yılda, tarımın ruhuna fatiha okundu. 18 günde “her karış toprak ekilecek” demekle, bu sorun aşılmaz.
Merhum liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş’ın, “senyoraj” çağrılarını sessiz sedasız uygulamaya koydular. Bankamatiklere yolunuz düşüyorsa, hepsi yeni basılmış gıcır gıcır paralar…
Dış ticaret açığı aylık yüzde 180 arttı.
Asla bunların çevireceği işler değil.
Bu arada, basılan paralarla gösteri yapmayı da ihmal etmiyorlar. İsveç’e ambulans uçağı yollayabiliyorlar mesela, üstelik korona bile olmayan yandaş birine…
ABD, İngiltere, İsrail gibi ülkelere Mevlana sözleriyle yardım dağıtan AKP, Yemen’de açlıktan ölen binlerce çocuk için, bir kaç dilim ekmek bile göndermiyor. Dünyada her gün 25 bin kişi açlıktan ölüyor ama korona haber oluyor.
Komşumuz İran’a yardım gönderdi mi iktidar?
Sadece merak ettim!
Dünya, Hıristiyan ve Yahudilerden ibaret değil.
Suriye ve Irak’ı demedim bile!
Barzanistan’a da tıbbi yardım gönderdi.
İlginç değil mi!
Barzanistan’a yapılan tıbbı yardım, Bağdat’a değil ama SDG’ye ulaştı bile. İktidarın “korona yardım listesinde” Müslüman ülke yok, ne yazık ki. Unuttum bak, Ermenistan’a da gönderdi. Soykırım iftirası atan ülkelerden tutan, PKK’ya tırlarla silah veren ABD’ye kadar yardım elimiz uzandı!
Neyse!
Asıl mevzuya dönersek;
Korona’dan sonra, insanlara çip takılacak. Korona ile mücadele adı altında dünya şimdilik korona konusunda, tek bir yönetime kavuşacak. DSÖ/WHO’nun öncülüğünde işler yürütülecek. Dünya buna alıştırılacak. Yani tek merkezden yönetilmeye…
AB, tamamen dağılacak.
Birçok küçük ülke, lav olacak.
Tabi bunlar, bir iki yıl içinde olmaz.
Hedef ve amaç bu…
Nihai hedef, dünyanın bir merkezden idaresi…
“Dünya bir ülke olsa, başkenti İstanbul olurdu” sözü, sizce boşuna mı söylendi.
Hayır.
19.Yüz yılda söylenmiş bu söz, bir “proje” gereği söylenmiştir. Zaman zaman İstanbul’u ikiye, üçe, bölüp yönetmekten söz eden yöneticileri, şöyle bir hatırlayın derim.
Hatta İstanbul’a pasaportla girmekten söz eden siyasetçileri hatırlayalım. Atatürk’ten önce (Osmanlı) İstanbul’a Türklerin yerleşmeleri yasaktı. İlginçtir Osmanlı padişahları, dünyadaki Yahudileri İstanbul’da yaşamaya davet etmişlerdi. Mesela Kanuni…
“İstanbul’u finans merkezi yapma” sözü de, yerli bir proje değil.
Nereye mi varmak istiyorum?
Az daha sabredin!
Korona ile değişen dünya söyleminin hedefi, İstanbul’dur. Sayın Erdoğan, “korona ile değişecek dünyada, Türkiye’nin yerini aldığından” söz etti, fark ettiniz mi?
Bu açıklamayı duyunca, gözümün önünde film şeridi gibi geçti, yukarda yazdıklarım. Hiç şüphe yok ki AKP’nin yerini aldığı yer, küresel aktörlerin safı dışında olamaz. Korona konusunda Çin ve ABD birbirlerini suçlayadursunlar, düzen kurucular yol alıyorlar.
İstanbul üçe bölünecek.
Bu, şuan unutulan “Kanal” ile gerçekleşecek.
Türkiye, beş parasız olsa bile o “Kanal” yapılacak. Çünkü o Kanal, küresel bir projedir. İlk söyleyen Ecevit’tir. Ecevit uyarıldı, vazgeçti. “Karadeniz’de Rus hakimiyetini kırma” hikayesi mizansendir.
Dünyayı yöneten güçler, İstanbul’a yerleşecekler. Dünya “tek devlet”nin, temelleri atılacak. İçinde Türk Milleti’nin geçmediği, 4 “tek”i hatırlayın. O, 4 “tek”, bir “tek göz”e dönüşecek.
Dolardaki “tek göz”…
“Her şeyi gören göz” var ya, ha o işte.
Dolarda yazan “Tanrıya inanırız”dan kasıt, o tek gözdür.
Dünyayı İstanbul’dan yönetmek istiyorlar!
Fay hattı üzerindeki İstanbul’un, suni veya doğal bir deprem ile yıkımı bekleniyor. ABD’nin HAARP gemisi, 15 Nisan’da Ege’ye demir attı. Ne geziyor diye soran olmadı.
Geçen yıl bu zaman, kimse “korona”yı bilmiyordu. Şimdi ishalden ölen dahi “korona” defterine yazılıyor. “1 milyar vaka sayısı bekleniyor”muş, dünyada. Vardır, yoktur, sunidir, doğaldır, bunların bir önemi yok artık.
İstanbul, hiç olmadığı kadar tehlikede!
Katolik ve Ortadoks dünya, 959 yıl aradan sonra İstanbul’daki, 2013 yılında bir ayinde buluşmuşlardı. Sizce bu, “dinsel” bir şey miydi!
Kime karşı birleştiler?
Özlemişsinizdir, komplo teorilerimi!
Keşke komplo teorisi olsa ama değil.
Adım adım yürüyen projeler, hayata geçiriliyor.