Önemli gelişmeler oldu yine yazmayalı, bir bir değinmeye çalışalım. Öncelikle şunu ifade edelim ki, dünya savaşının ayak sesleri, sık duyulmaya başladı. Beni takip eden kıymetli okurlarım hatırlayacaklardır, bir kaç defa yaklaşan dünya savaşından söz ettiğimi.
Aslında bir dünya savaşı var ama bu savaş “vekalet” ile devam ediyordu. Vekalet dönemi sona erip, asıllar ortaya çıkacak artık.
Sözün özü, dünya savaşı olmadan, taşlar asla yerine oturmayacak. Dünyayı yöneten örgütler, dünyayı pandemi belasına bulaştırdılar.
Bundan elde etmek istedikleri sonuçlar aldılar almadılar ayrı konu ama tahminim, pandeminin ardından sırada kıtlığın olacağı ve sonra da dünya savaşının başlayacağı şeklindedir.
ABD’nin Rusya veya Çin ile savaşacağını düşünmeyelim. ABD, asla bir dünya savaşına girmez. İki dünya savaşı sonrası süper güç olma imkanı elde eden bir aklın, yeni bir dünya savaşı içinde olması söz konusu bile değil. Nükleer silaha sahip güçler de kendi aralarında savaşmazlar.
Birinci dünya savaşı, Osmanlı devletinin parçalanması planı üzerine gelişmişti. Sorun şu ki, Türkleri tarih sahnesinde silme amaçlarına, Atatürk gibi bir engelle ulaşamadılar.
Yarım kalan yüz yıllık hesap, şimdi geri dönüyor. Fransa, Yunanistan’ı Türkiye’nin üzerine yönlendiriyor. Yunan askerleri İzmir sınırları içinde kalan Koyun Adası’nda Bizans bayraklarıyla kendini gösterdi.
AKP eliyle BOP’un içine sokulan Türkiye, Suriye yönetiminin başında kim olacak diye uğraşa dursun, Yunanistan 18 Türk adasını işgal etti. Ergenekon kumpaslarıyla ülke meşgul edilirken, Yunan askerleri, işgal ettikleri adalarımızda kuzu çevirdiler.
Kebap gibi işgal, ne olacak!
Ne direnç, ne bir şey!
Türk deniz kuvvetleri, Fuller tezgahıyla, ‘Bavul’a sokulup paketlenmişti. Sürece destek verenler, kendileriyle ne kadar gurur duysalar az!
İdlip’ten başımızı çıkarsak Yunanistan gibi bir ülkenin, koskoca Türkiye’yi, yanlış politikalarımızın sonucu olarak, neden ciddiye almadığını göreceğiz. Sayın Akar, Koyun Adası’nda Yunanistan’ın küstahlığına karşılık, “gerekli tedbirler alınacak” dedi.
Oysa tedbir almak değil, gereken yapılmalıydı. Kardak için ne yapıldıysa… Eski Türkiye yok ki, gereken cevap verilsin. O cevabı veren paşalar, hemen hepsi hapsi boyladılar. Hedef çok önceden Türkiye’ydi, bunun için gerekenler “ak” siyasetle yapıldı.
Neyse!
Türkiye, Akdeniz’den çekildi, Biden geldikten sonra. Oruç Reis limana çekildi. “Mavi Vatan” bilinci cezalandırıldı. Mavi Vatan savunucularına elektronik kelepçeler takıldı. Bütün bunlar, niçindi sanıyoruz!
Türk devlet aklı yaklaşan büyük tehdidi şüphesiz görüyor. Ancak Türkiye için tehdit öyle böyle değil, çok büyük. Öte taraftan ABD ile Rusya arasında sözüm ona denge politikası içinde hareket ettiğini zanneden zevat, ne yazık ki burada da çuvallıyor.
Sabah Rusya’nın kucağında, akşam ABD’nin…
Rusya’nın en büyük basın kuruluşu “Ağrı Dağı ve Kars, Rusya’nın!” dedi. Bu basın kuruluşunun Türkiye’de de yayınları var. Rusya’nın resmi yetkilisi böyle bir cümle kurmadığı için cevap vermeye gerek görülmedi.
Ancak durum hiçte öyle değil.
Parçalanan Türkiye manzarasını, nasıl kimse görmez. Düşmanlarımız yüz yıl önceki amaç ve hedeflerine, dönmüş durumdalar. Yani o cümle bir gazetecinin ağzından çıkmış olsa da, çok önemli altı çizilmesi gereken bir not.
Ülkeler savaşa hazırlanıyorlar. Ülkemiz insanı, bırakın savaşı, normal şartlarda geçinemiyor. Haydar Baş şansını değerlendirmeyen Türkiye, “Silahsız savaşılır ama buğdaysız savaşılmaz. Tarım stratejiktir!” uyarısına, tam 20 yıl kulağını kapattı.
İç çekişmeler kenara bırakılıp, ekonomik, siyasi ve askeri bütün tehditlere karşı tek vücut olma zamanı geldi, geçti bile. Haydar Baş Tezleri, ülkemiz için milli kurtuluş tezleridir. Milli ekonomi olmadan, milli savunma olmaz. Dolar 10 liraya doğru gidiyor, hadi buyur savaş!
Türkiye, direnmediği için ve de siyasetle teslim alındı. Teslim alınan bir ülke, niye işgal edilsin diyebilirsiniz. Haklısınız ama bizim üzerimizde bir paylaşma savaşı verirler. Rusya da, doğu benim der mesela. Şimdi bir gazeteci dedi, ileri de siyasetçi der.
Bu işler böyle ne yazık ki. Gördüklerimi yazsam, bu adam kafayı yemiş dersiniz. Yaklaşan tehlikeyi haber verirsin, komplo teorisi derler. Çünkü burunlarının dibini görmezler. İstanbul’un aslında elimizden çıktığını, Kanal İstanbul’u kendileri için istediklerini nasıl anlatalım!
Yunanlar, İstanbul’un kendilerine verileceğini zannettikleri için Bizans bayrakları açtıklarını, nasıl anlatalım!
ABD ve Rusya’nın Büyük İsrail konusunda ittifak ettiklerini, BOP, ABD projesi olduğu halde Rusya’nın da omuz verdiğini, nasıl anlatalım!
Katolik ve Ortadoks dünya, 959 yıl aradan sonra İstanbul’da, 2013 yılında bir ayinde buluştular. Buluşma adresi olarak neden İstanbul’u seçtiklerini, neden İstanbul’da yaptıklarını, nasıl anlatalım!
İngiliz savaş gemilerinin, Sarayburnu açıklarına neden demir attılarını nasıl anlatalım!
Bütün bunları, çok defa yazdım.
Son söz olarak diyorum ki;
Tehdit büyük seferberlik ilan edelim!
