Türkiye’nin ne kadar kötü yönetildiğini ve dış politikamızın günlük değiştiğini, son bir haftadaki gelişmelerden görmek mümkün. ABD, İngiltere ve Yunanistan’ın içinde olduğu tam 8 ülke, Akdeniz’de Türkiye’ye karşı tatbikat yaptılar.
Bununla yetinmediler, KKTC’yi yok saydılar. Kıbrıs GKRK tarafını, adanın tek sahibi olduğunu dünyaya ilan ettiler. Bu da yetmedi Türkiye’nin MEB sınırlarını dahi tanımadılar.
Aynı Yunanistan ve ABD ile Karadeniz’de, Rusya’ya karşı gösteri yaptılar. Akdeniz’de düşman olan ülkelerle, Karadeniz’de dost olduk.
Bu mu ülke yönetmek?
‘Mavi Vatan’ı düşmana çiğnetmek değilse nedir?
Mavi Vatan da satıldı!
Bunu görelim artık.
ABD, Dedeağaç’ta binlerce tankı, askeri, on binlerce robot köpeği, kim için bekliyor sanıyoruz? Bu ülkenin hiç mi uyanık bir yetkilisi kalmadı?
Akdeniz’de dostumuz olmayan ve hatta vatanımıza göz dikmiş düşman ülkelerle, nasıl oluyor da Karadeniz gibi bir huzur denizine döşenen mayınlara sürülüyoruz. ABD’nin bir Polonya, bir Ukrayna üzerinden bize kurduğu tuzaklara koşuyoruz.
Montrö ile sağlama alınan ve huzurdan başka bir şey olmayan Karadeniz’de ABD’nin önünde niye koşuşturuyoruz?
Bu ABD, Suriye’de PKK’ya halen binlerce tır silah vermeye devam ediyor. Yunanistan’ı üstümüze salıyor. Ege’de Yunan’ı 12 mil oyununa getiriyor. Parasını verdiğimiz uçakları vermiyor.
Paramızla aldığımız S-400’ü çalıştırtmıyor. CAATSA yaptırımları uyguluyor Aynı silahı alan Hindistan’a ise bu yaptırımların uygulanmasını yasaklıyor. Trump, bizi yönetenlere yazdığı mektupla onca hakaret saymıştı.
Tüm bunlara rağmen ABD ile Karadeniz’de birlikte çimiyoruz.
Niçin Karadeniz?
Türkiye Montrö’yü fiilen kaldırdı. Karadeniz’e giden savaş gemileri İstanbul’da “kırmızı ışıkta durmayız!” diye mesaj veriyor, seni tanımıyor. Devlet olarak hiç bir ağırlığın kalmıyor. Bu kadar çiğnenmeye rağmen, “buyur geç!” dersen, o da üstünden de geçer altında da!..
ABD, Karadeniz’de Rusya’nın sinir uçlarıyla oynuyor. Bu iş için de Türkiye’yi kullanıyor. Rusya dost bir ülke demiyorum. Ve hatta “ne Musa’ya ne İsa’ya…” yaramayan karma-karışık politikamızın sonucu olarak, Rusya ile de sürtüşüyoruz.
Sadece ve sadece Büyük İsrail oluşumuna hizmet eden Suriye politikamız yüzünden, Rusya ile savaşın eşiğine geldik. Ve halen bu risk yok olmuş değil. Rusya Kamışlı’da, mesaj verip duruyor.
Aynı anda iki süper gücü karşımıza alacak kadar, ne içtik!
Yaklaşık bir ay önce Kırım konulu bir toplantı oluyor. Türkiye bu toplantıya katılıyor. Üstelik de bu toplantıya Güney Kıbrıs Rum kesimi Kıbrıs’ı temsilen katılıyor. Türkiye’nin bu toplantıya katılması, GKRK’ni tanımak olmuyor mu?
Rusya, bunu not ettiğini açıkladı. Sonra da Kıbrıs’ta Rum kesimini destekler açıklama yaptı. Oysa Putin’in akıl hocası demişti ki “Türkiye Kırım’ın Rus toprağı olduğunu tanırsa, Rusya’da KKTC’yi tanır”
Rum kesimini, Türkiye tanıdıktan sonra, Rusya niye KKTC’yi tanısın ki!
En güvenli sınırımız olan Suriye sınırı, AKP geldikten sonra mayınların temizlenip, milyonlarca Suriyeliyi içeri alıp besledikten, ekonomiyi ve iç düzeni bozduktan ve de bugün en güvensiz sınır haline getirdikten sonra, Karadeniz’de neler olmaz.
Akdeniz’den daha beter, ateş denizi olacağını garanti ederim. Kaos ile dünyayı yönetme kabiliyet ve tecrübesine sahip ABD için, kimse dost veya müttefik değil. ABD, bir tek İsrail’in dostu ve de müttefikidir.
Türkiye’yi İsrail için parçalıyor. Irak ve Suriye’yi İsrail için parçaladı. Bunları görmek isteyen bırakın iktidarı, mecliste bir tane parti yok.
Aktörlerin hemen hepsi NATO’ya iman ediyorlar. Partileriniz yerine, ülkenizi tutmadığınız için, yaşayacak vatan bulamayacağız. Haydar Hoca yok ki, yıksın ortalığı…
Ne demişti “yeminle söylüyorum, benim gördüklerimi görseniz sabahlara kadar hıçkıra hıçkıra ağlarsınız. Uykularınızı kaybedersiniz…”
O bu ülke için, yapılması gereken bütün uyarıları yaptı ve gitti. Irak’ta, Suriye’de bugün uyarının bir önemi kaldı mı? Türkiye’de farklı değil.
