O paralar ASELSAN parası mıydı!

Eriyen Türk Lirası’na nasıl bir operasyon yapıldı da, 4 lira birden düştü. Hem de bir iki saat içinde… Elinizde böyle bir imkan vardı da, neyi beklediniz!
Yoktu, yeni bulduysanız anlatın, millet de öğrensin!
Gizli bir silah mı keşfettiniz!
Ekonomi de bunun adı nedir?
Var mı bilimsel bir dayanağı?
“Faiz” demeden faizi mi artırdınız!
Eğer öyle ise Nas meselesi ne oldu!
Sorular soru içinde…
Uzmanlar faiz yüzde 14, dolar ise yüzde 40 kazandırıyorsa, para sahipleri TL’de dursun diye devlet kasasından yüzde 26 ödenecek” diyorlar. Matematik yalan söylemez, gerçek de bu… Öyle ise faiz demeden Erdoğan yönetimi yüzde 26 faiz vermeyi kabul ediyor.
Kapitalist ekonominin üç kağıdı var. Bunlar döviz, faiz ve borsa… Teslis inancının “baba ,oğul, Ruhul Kudüs” üçlüsü gibi kapitalist ekonominin kutsalları bunlar. Dünyaya, üç-kağıt ekonomisini bilim diye kabul ettirmişler.
Neyse!
Eminönü’nde eskiden çarpıcılar vardı, belki yine vardır bilmiyorum. Göz açıp yumuncaya kadar, paranızı iç ederlerdi. Şimdi öyle çarpıcılar çıkmış ki, öyle bir iki kişiyi değil, aynı anda milyonları çarpıyorlar.
Döviz çıkarken kimler zengin oldu. Kimlerin hesapları her iki durumda da şişti. Bu, devlet sırrı değilse, herkes bilmeli. Ve soyulan bu halk, hesabını kime soracak?
Yükselirken Dış Güçler!
İnerken İç Güçler!
Evren Paşa darbe yapmıştı, yıllar sonra Demirel “Kan 12 Eylül’de duracaktı da niye 11 Eylül’de durdurulmadı” demişti.
Bu bir darbe değil(!) ama soralım neden 8 dolardan 18 dolara çıkarken, durdurulmadı?
Bu arada, kimlerin paraları çevrildi?
Yaşananları anlamak için, iktisatçı olmak gerekmiyor. Piyasaya çok büyük miktarda para sokuldu. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş “ piyasaya 40 milyar dolar sokuldu” tahmininde bulundu. Bu miktar parayla müdahale etmek için, neden beklendi?
Hadi işin bu kısmını da geçtik!
Bu para gerçekten yerli birine mi ait? İnşallah yerli birine aittir ve kaynağını sormayalım. Hangi yolla elde etmiş olursa olsun!
Arap sermayesi  çuvallarla havalanından!” taşındı” dedikoduları doğruysa, yandık. Çünkü Arap sermayesini İngiltere-ABD adına, İsrail kontrol eder.
O zaman, vah ki vah!
Gitti ASELSAN!
Lütfen açık olun;
O paralar ASELSAN aparası mıydı?
Hayır öyle bir şey yok demelerine inanmam mümkün değil. Dahlan dedikleri adam, “Müslüman Türkiye’ye yardım edelim!” diye, vicdana geldi sanmayın. İnşallah bizimkisi gereksiz korku ve şüphedir. Çünkü ASELSAN gittiyse, TSK da gitti!
İnşallah “yerli” birine ait dolarlardır.
Söz, valla araştırmayız!
Olan olmuş bir kere!
Aşırılan paralarsa Felak-Nas çarpsın!
Aklıma kaybolan 128 milyar dolar gelmedi değil, inşallah o para “iddia” edildiği gibi kaybolmamış, böyle bir müdahale için saklanmıştır. Biliyorum çok safça bir düşünce ama arada insan saf saf inanmak da istiyor! Çünkü insanın, buna da ihtiyacı var.
Sonuç olarak tabiki Türk lirasının kaybettiği değerin bir kısmını tekrar elde etmesi, hepimizi sevindirmiştir. “Ölümü gösterip sıtmaya razı edilmek” değilse.
Günlük aldığım süt 13 liradan ne kadar aşağıya düşecek ve 8 liradan 14 liraya çıkan Trabzon ekmeğim kaça inecek, yahut inecek mi? Bunları görmeden erken sevinen Malatyalılardan değilim.
İlk defa Malatyalı olduğuma utandım.
“Ne oldu da oyniyiniz gardaş!”
Beynini Hüsnü amca sevsin gardaş!
Hüsnü amca da rahmetli oldu!
Az uzağınızda, Kürecik’te İsrail’e koruma sağlıyorsunuz hacılar!
İsrail’e bekçilik bozmuş sizi!
Neyse çok dağılmadan çıkayım, asabım bozuldu iyice!

O paralar ASELSAN parası mıydı!
Başa dön