Müslümanlar için rahmet ayı olan ramazanda, ne melanetler işlendi, “Dinler Arası Diyalog” adına.
Müslüman için din İslam’dır. “Allah katında din İslam’dır” ilahi beyanı değişmez. Dinler Arası Diyalog faaliyeti bir “FETÖ” faaliyetidir.
Bir Nursi ve nursuz faaliyetidir.
“Müslüman gördüğü bir kötülüğe eliyle engel olur, bunu yapamadı diliyle engel olur, bunu da yapamadı, kalbiyle buğz eder. Bu da imanın en zayıfıdır...”Peygamberimiz böyle buyurur.
Yani kalbiyle buğz etme özelliğini kaybetmek, imansızlıktır. Açık ve net, tartışma götürmez gerçektir.
Hatay’da, Urfa’da, Abant’ta ” Diyalog” toplantılarını kim veya kimler yapardı hatırlayın. O zamanlar “cemaat” denilen sonraları “FETÖ” olan yapılar. Peki, ama “FETÖ” ile mücadele, “FETÖ” inancı, görüşü ve düşüncesiyle mücadele etmek değil midir?
FETÖ başı Gülen yok ama düşüncesi, her yerde. FETÖ sızdı diye askeri hastaneleri kapatanlar, askeri okullara kilit vuranlar, bugüne kadar “Dinler arası Diyalog” noktasında hangi geri adımı attılar?
Hiç.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın bu “hayâsız akın”a karşı ,tek başına verdiği destansı mücadele, bir zihniyete karşı, bir faaliyete ve de akaide karşı verilmişti. AKP’nin sırtında devlet gücünü kullanarak Baş Hoca’ya karşı 20 yılda neler yaptı bu Vatikan artıkları.
Trilyonluk cezalar, ölüm tehditleri, uyduruk mahkeme kumpasları, akıllara ne gelirse… Zerre imanı, izanı, zerre insanlığı ve şerefi olanın tevessül etmeyeceği taktikler ve yollarla…
Diyalog virüsü, bir bünyeye girdiği an insanı imandan eder. Bu çok İslamcı iktidar korona virüsü için o kadar Bilim/film Kurulu kurdu, bir tane iman kurulu kuramadı mı, ellerinde Diyanet gibi bir kurum olduğu halde.
Tahrip gücü yüksek virüs için önlem alınır da, dini ve milli bütünlüğü yok edecek Diyalog virüsü, bizzat devlet eliyle, Atatürk’ün kurduğu Diyanet eliyle nasıl yayılır, anlamak mümkün değil. FETÖ olsa bu kadar başarılı olamazdı, inanın!
Çevirdikleri filmlerde peygamberi kamyonet kasasına oturtan zihniyet, 15 Temmuz’da ne yaptı herkes gördü. FETÖ’nün Pakistan versiyonu, bu Müslüman ülkede neler yapmak istedi, ortada. Tek ki, Pakistan-Türkiye dostluğu bitsin, dünya savaşı sürecine girilmişken, Türkiye ile dirsek teması olmasın.
Dinler Arası Diyalog bir din hareketi değil. Milli bütünlük bünyesini din kılıfıyla hedef almış, casus bir virüstür. Hedef, Türk vatanı ve bütün Müslüman coğrafyasıdır. Hatay’da çan sesine boğdurulan ezanın durumu ne ise coğrafyamızda hedeflenen de odur. Ve niçin Hatay, niçin Urfa, bunca yaşananlardan sonra hala mı anlamadık!
Ne demek, “kapısı birbirine açık mabetler!”
Ne demek, “hepsi aynı Allah’a yöneliyor!”
Bir insan ya Müslüman’dır ya değildir. Zaman’ın nursuzlarının icat ettiği gibi “çift dinlilik” söz konusu değil. Mardin’de bir papaz ve bir imam tenis oynuyorlar, bu “hoşgörü” olarak pazarlanıyor ülkemizde.
Allah’ın diniyle top gibi oynanmaz!
O imam, gerçekten hangi dinden bilmiyorum imamlığı iş olarak seçmiş olup, Papaz ile aynı dinden de olabilir, bu bizi hiç ilgilendirmez. 12 İmam’a inanmayanlar, işte böyle çakma nursuz bir imama inanırlar. Vatikancı, Papacı, Nursici imamlara…
Allah’ın dini İslam, hoca kılıklı satılmışların kurallarını belirlediği bir din değil. İnanır ya da inanmazsınız, bu sizin sorununuz. Dinle arası diyalog, BOP’un inanç boyutudur. Küresel bir plandır. Din elbisesi giymiş işgal hareketidir.
Papazlı-Hahamlı iftarlar, dizilerde “Allah senden razı olsun Papaz efendi sen ne güzel insansın!” methiyeleri, sözde bazı ilahiyatçıların Hıristiyan için “din önemli değil, iyilik yapan cennete gider!” söylemlerinin hemen hepsi, birer FETÖ anlayışı eylemlerdir.
Bir “plan” ve “proje” sonucunda ortama salınan virüslerdir.
Üstadımız cennet mekân Haydar Baş’tan bizlere kalan mirastır, bu hassasiyetler. Kendileri bugün hayatta olsalardı hiç şüphe yoktur ki, onlara program icra eder, milleti uyarırlardı, artan Diyalog fitnesine karşı. Bu virüsün bulaştığı adreslerde, takipçilerini uzak tutardı.
Gönülden takipçileri olarak bizler, bu can tende olduğu sürece, aynı çizgi ve hassasiyette uyarı görevimizi yapmaya devam edeceğiz.
Anlayana selam olsun, anlamayana da yuh olsun!
Ne diyelim!
“Kahpe içeriye girmişse, kapı kilit tutmaz!” demişler.
‘Diyalog’ kahpeliktir!
