Haydar Baş düşüncesinin temeli insan, insan ise gönüldür. İnsana bakışı, gönül merkezlidir. Yüce kitabımız Kuran’da bahsedilen “akıl sahipleri” aslında, gönül sahipleridir. Akıl ve kalbin birlikte çalıştığı alandır, gönül. Biri eksik olursa olmaz. Akılsız kalp, kalpsiz akıl, gönül vadisinde yaya kalır.
Bu sebeple yüce kitabımız Kur’an “akıl sahibi” olmayı öğütler. “Akıl sahipleri için, büyük hikmetler var” diye buyurarak, “akıl sahiplerini” yüceltir. Bu gerçekleri ifade ettikten sonra, şunu ifade edebilirim ki, gönlün ete kemiğe bürünmüş haline, Haydar Baş denir.
Haydar Baş;
Fikir ve düşünce adamıydı. Öngörü sahibi, büyük bir mütefekkirdi. Taşları yerinde oynatan, devrimci düşüncelere sahipti. Bütün bunların haricinde, O büyük bir, gönül adamıydı. Allah adamıydı çünkü Allah’a âşıktı. Devlet adamıydı, çünkü devletine âşıktı.
Çok derin bir Türklük bilincine sahipti. Müslüman ve Türk dünyası için, çığır açan büyük çözümler üretti. “Müslüman ve Türk dünyasının karnını doyuracağım” sözleri, büyük hayalini sergiliyordu.
Ekonomistlerin önünü açacak, yüzlerce yıl onlara ışık tutacak, tezler ortaya koydu. İslam dünyasının içine sokulduğu mezhepçilik tuzağına karşı, O’nun tezleri birer çıkış kapısıdır. Dini ve milli bütünlük tezleri, ülkemiz ve bölgemiz için kurtuluş reçetesidir. Dünya, Haydar Baş’tan çok şey öğrendi.
Ekonomistler, “kaynakların sınırsız, ihtiyaçların sınırlı” olduğunu öğrendiler. “Tüketimin kaynak olduğunu” öğrendiler. Paranın sadece “mübadele aracı” olmadığını, “emek ve üretimin karşılığı” olduğunu, “tahrik unsuru” olduğunu da öğrendiler.
“ABD’nin dünyayı eşek edip bindiğini, at edip sürdüğünü” öğrendiler. Haydar Baş sadece ekonomistlerin değil, ülkelerin de gözünü açtı. “Milli Para” kavramını dünya ilk defa O’ndan duydu. “Milli Paralarla Ticaret” kavramı, dünyaya mal oldu. Bu sayede ABD’nin boyalı kâğıdı Dolar, ağır darbe aldı.
Türk milleti Haydar Baş’tan, Atatürk’ün “hafız olduğunu” ve “Peygamber soyundan geldiğini” öğrendi. Yüz yıllık fitne ateşi Haydar Baş’ın Hoş Geldin Atatürk kitabıyla söndü. Mübarek anasına iftira atan soysuzların, hangi güçlere hizmet ettiklerini deşifre etti.
Anıtkabir’e abdestli gitmeyi öğrendi. Atatürk’e söverek iktidar olmuş bir zihniyetin büyük bir güce dönüştüğü dönemde, bunları seslendirmek yürek ister, bedel ister. İşte Haydar Baş, böyle yürekli bir insandı.
İslam dünyası da Haydar Baş’tan çok şey öğrendi. Şiiler, Sünni bir âlimden 12 İmam’ın hayatını öğrendiler. Sünniler de, Şii’liğin İslam dışı değil Ehl-i Beyt yolu olduğunu öğrendiler. Müslümanlar(Şii’ler ve Sünni’ler) İslam’da iki yolun olmadığını, tek bir yolun olduğunu, bunun da, Ehl-i Beyt yolu olduğunu öğrendiler.Gadir-i Hum gerçeğini öğrendiler.
“Bana Ehl-İ Sünnet hakkında bir tek ayet getirenin, ayağını öpeceğim!” diyerek, meydan okuyan Ali duruşlu bu adam, Haydar Baş’tan başkası değildi. “Şii kardeşlerimiz Sünni kardeşlerimizi, Sünni kardeşlerimiz Şii kardeşlerimizi bağrına basacak, bir bilek bir yürek olacak” diye haykıran Baş Hoca, İslam dünyası için kıyamete kadar sürecek, bir çığır açmıştır.
Dinleri birleştirme iddiasıyla DİNLERARASI DİYALOG faaliyeti yürüten “hoca” kılıklı ajanlara karşı Haydar Baş, mezhepleri birleştirme faaliyeti yürüterek, Büyük Ortadoğu Projesini akamete uğratmıştır. Büyük İsrail Projesi’ne, set çekmiştir.
ABD dolarına “akıl sahibi” bir insan, Haydar tokadı indirdi. Müslüman coğrafyasındaki projelerine de, Ali tokadı indirdi. Olay bu… Atatürk’e Ali anlayışıyla sahip çıktı. Alevi’yi Ali sıcaklığıyla bağrına bastı.
“Türkleri Aleviler Müslüman etti” diyerek, büyük bir oyunu bozdu. Alevilerin evlerine çarpı değil, gül atılır artık. Cemevi’ne yardım etti. Cemevi yaptı. Cemevi’nde namaz kıldı. Ali’nin günde, bin rekât namaz kıldığını anlattı.
Haydar Baş’tan sonra, hiçbir şey eskisi gibi olmaz artık.
Atatürk’ü konuşanlar, ekonomiyi konuşanlar, İslam’ı konuşanlar veya Alevi’yi-Sünni’yi konuşanlar, Haydar Baş’ı konuşmadan yapamazlar. O, Tarihçilere tarih, âlimlere din, ekonomistlere ekonomi anlatan, Baş Hoca’dır.
Müslüman coğrafyayı kasıp kavuran, Radikal İslam-Siyasal İslam-Ilımlı İslam gibi küresel projelere karşı, Ehl-i Beyt İslam tezini ileri sürmüş. Müslümanlara, 14 asırlık kurtuluş adresini yeniden hatırlatmıştır. “Din” örtüsü giydirilmiş terör örgütlerinin panzehiri Haydar Baş düşünce sistemidir.
Hacıbektaş, Ahi Evran, Ahmet Yesevi anlayışlarını, Atatürkçü düşünce ile yoğurup antiemperyalist bir duruşa dönüştürmüş Baş düşünce sistemi, Türk ve Müslüman coğrafya için Navigasyon hükmündedir.
Fikir ve düşünce mirasının takipçisi, akıl ve gönül dünyasının bağlısı olarak, duruşu duruşumuz, hareketi hareketimiz olacaktır.
Prof. Dr. Haydar Baş düşüncesine hizmet eden herkes, farklı kulvarlarda da olsalar, baş tacıdır. O’nun fikirleri yerel değil, evrenseldir. Fiziğiyle aramızda olmasa da, manası ve ruhuyla, kıyamete kadar yolunda yürüyenlerle olacağına, itikadım tamdır.
