Bir, İran değerlendirmesi yapmam gerekiyor:
20 yaşlarında genç bir hanımın, “saçları ahlak polisinin istediği gibi örtünmediği için öldürüldüğü” iddiası, olayların fitilini ateşledi. Toplumsal olayların mutlaka, ateşleyici bir unsuru vardır.
Topluma dönük bir hikâyesi de mutlaka bulunur.
İran, bu olayda devlet olarak mutlaka gerekli dersleri çıkarır. “İran rejimi şöyle barbar, böyle barbar” yorumlarına girmeyeceğim. Dünyanın en barbar rejimi İsrail’dir ona bakarsan, kimse bunu konuşmaz. Uluslararası sularda vatandaşlarımız katledildi. İsrail’in barbarlığı yerine, şu sıralar dostluğu konuşuluyor, ülkemizde.
Tabi ki genç bir hanımın saçları görüldü diye ölmesi gerekmez ve buna da kimse “İslam” diyemez. İnsanlar İslam veya Müslüman olur, yönetimler olmaz. İran, İslam ile yönetildiği iddiasında ise evvela Azerbaycan’ın yanında olması gerekirdi.
İsrail’in yanında olan bir Müslüman ülkenin durumu ne ise Ermenistan’ın yanında duran, Azerbaycan’ın haklı davasında yanında durmayan bir İran da, aynıdır. Demek ki yönetimlerin isimleri İslam olsa bile İslam olmuyor.
Bizim içimizde de “İslam’ı getireceğiz” kafasında insanlar varsa, kafalarına akıl koysunlar. İslam gelmez, İslam’a gidilir. İslam’a gidersin, çalmayı bırakırsın. İslam’a gidersin haksızlıktan, hukuksuzluktan vazgeçersin.
İslam’a gidersin helal kazanç peşinde olursun, zayıfı gözetirsin, zekât verirsin. Namaz kılarsın, oruç tutarsın. “İslam’ı getireceğiz” diye yola çıkanlar, yolsuzluğu, adaletsizliği, fakirliği getirdiler. Yetmedi, domuzu, zinayı getirdiler. Hatta Dinler Arası Diyalogu, FETÖ’yü, Papa’yı, getirdiler.
Eğer İslam getiriliyorsa, bunu Atatürk getirmişti. Atatürk’ün verdiği nüfus cüzdanında din hanemizde İslam yazarken, AKP’nin verdiği kimliklerde din hanesi dahi kaldırıldı. Atatürk cumhuriyetine Papa davet edilmedi. Zina suçtu. Domuz eti yasaktı. Atatürk, yaşasaydı İsrail kurulamayacaktı. David Rockefeller “Atatürk yarım yüzyıl planlarımızı geciktirdi” itirafında bulunmuştu.
İran için de Türkiye için de Atatürk, rol model olmalı. Konumuz İran’daki huzursuzluktu ama bakın konu nereye geldi. Çünkü birbirinden bağımsız konular değil. İran’da olanın Türkiye’de olması an meselesi, haberiniz olsun.
İran’da Türkleri kullanan irade, Türkiye’de Kürtleri kullanır diye 10 yıldır yazarım. Türkiye ve İran’ı, Büyük İsrail için parçalamak istiyorlar. Tıpkı Irak ve Suriye’nin, Büyük İsrail için parçalandığı gibi.
AKP yönetimi de kendine ‘İslam’ diyor, İran yönetimi de kendine ‘İslam’ diyor. İkisi de İslam değil, bu ortada. Her iki yönetim de Atatürk’ü örnek alırlarsa, hem emperyalistlerin tuzaklarından kurtulurlar, hem de halklarına hizmet ederler. Hem de gerçek Müslüman olurlar.
İran parçalanırsa Türkiye parçalanır, Türkiye parçalanırsa İran parçalanır. Bu denklem asla göz ardı edilmemeli…İran’da yaşananlar, BOP gereği emperyalistlerin bölünme listesinde sırasının kendisine geldiğini gösteriyor. İran’dan önce mi sonra mı parçalanmamızın bir önemi yok.
İran’ın parçalanmasının Azerbaycan’a da faydası olmaz. Çünkü Türkiye parçalanır, bu Azerbaycan için daha büyük bir kayıp. İran’da Türkleri, Türkiye’de Kürtleri kullanan irade, işin bu kısmını boş bırakır mı sanırsınız. İngiliz Türkçüleri, Azerbaycan algısıyla İran’ın parçalanmasını sevimli gösteriyorlar. İsrail’in Azerbaycan’a desteği, bu kapsamda bir hile olarak görülmeli.
Mesele bir genç kızın saç meselesi değil, bu işin magazin kısmıdır. Yapılan katliamdır, ayrı konu. İslam yaşatır, öldürmez. ABD’de polis tutuklarken adamı boğarak öldürdü kameralar önünde, nedense hiç Hıristiyanlık yargılanmadı. İnsanlar da yanlış yaparlar devletler de…
İran, interneti kapatıyor, İran’a internet, Elon Musk’ın Starlink uydularından sağlanıyor. Bu uydular sadece İran’a mı internet verecek, tabi ki hayır. Aynı “hizmet” Türkiye’ye de verilir, yeter ki için karışsın!
İran ve Türkiye çıkarlarının gereğince dost ülkeler olmak zorundalar. Bu iki ülkenin beraberliği, haçlı emperyalistlerin Şii-Sünni çatışma hesabını bozup, BOP’u çöpe attırır.
Kitabın ortasından ifade edecek olursak eğer;
İran’ı saç değil haç karıştırdı!
