On ilimizi enkaza çeviren deprem, insanımıza büyük acılar yaşattı ve yaşatmaya devam edecek. Yüz binlerce ölü ve yaralı, beklenen sonuçtur. Yıkılan bina sayısı(resmi rakamlar farklı olsa da), ölü sayısının yarım milyona yaklaşacağı endişesini artırıyor.
Türkiye cumhuriyetinin yaşamış olduğu, en büyük trajedidir. Çanakkale savaşında 250 bin şehit verilmişti. İki katı kayıp, yaşananların sadece depremden ibaret olmadığını gösterir. Deprem artık bir milli güvenlik sorunudur.
Neler yazdık diye şöyle bir eski yazdıklarıma bir baktım, aman Allah’ım kendi yazdıklarıma, ben bile şaşırdım. Bir yetkili sadece yazdıklarımı okumuş olsaydı, yaşanacakları görürdü. Vallahi böyle, billahi böyle…
Bütün ömrünü vatanına, milletine adamış bir insanın yanında geçirdik yıllarımızı. Ve her mesele de o insanın gözüyle ve gönlü ile olaya bakmaya çalıştık. Bizleri farklı kılan, sadece ve sadece budur: Haydar Baş etkisi… O bizim, gözlerimizi açtı. Gördüklerimiz, O’nun gördüğü, göremediklerimizse bizim körlüğümüz…
Hatay’ı deprem vurdu ve insanlar terk ediyorlar bu kadim şehri. “Hatay kurtlar sonrasında!” diye 2017 yılında yazmışız. Ve Hatay konusunda en az on tane makale yazmışım. Suriyelilerin Hatay nüfusunu geçtiğini, sağır sultanlar duydu.
BOP’un önünde Hatay engeldi, bu engel silahla değil ama “göç mühendisliği” ile ve depremle aşıldı. Suriyeliyi içimize sokanlar ve ısrarla içimizde tutanlar, sizce “Arapçı” oldukları için mi bunu yaptılar yoksa BOP’çu oldukları için mi?
Antakya, “Dinler Arası Diyalog” tezgahının merkezindeydi. FETÖ başının 1998’de Papa’ya verdiği mektupta, Antakya vardı. Ve AKP iktidarı “Dinler Bahçesi” adını verdiği ucubeyi de, bu şehirde açmıştı. Cami-Kilise-Havra bir avluda birleştirilmişti.
Hatay’ın başına gelen her şey bir mühendislik ürünüdür. Hatay/Antakya, küresel hesabın ve küresel planın tam ortasında kalan bir şehir… Ve deprem uzmanlarının ifadelerine göre, burada geçen bir fay hattı bile yok. Deprem yapay ya da değil, bunun çok bir önemi yok, sonuçları itibariyle.
Bölgemizde ve sınırlarımız etrafında ve hatta sınırlarımız içinde, küresel planın hiç aksamadan devam ettiğini görmek, gelişmelere bu pencereden bakmak, insanlardan sizleri anlamadıkları veya gördüklerinizi görmedikleri için “komplocu” damgası yemek, cesaretimizi kırmaz.
Bu deprem sonunda, Suriye’nin kuzeyine operasyon yapamaz durumda olmak, her şeyi özetler. Bu deprem sonunda, şehirlerin demografik yapılarının değişmesi söz konusuysa, ülkenizde sadece deprem olmamış, Küresel planlar, demografik dönüşümlere neden olmuştur.
Hatay eski Hatay olmayacak. Malatya da eski Malatya olmayacak. Türkiye bile eski Türkiye değil malum olduğun üzere. Eski Türkiye’de insanları enkaz altında kurtaran EMASYA vardı. Tedavi eden Sahra Hastaneleri vardı. Askeri hastaneler vardı. Ama şimdi yoktur ne yazık ki!
Hepsi birer planın parçaları…
Neyse!
Hatay Suriyelileşecek, Malatya da Kürtleşecektir. Kürtleşmeden kastım siyasal Kürtçülüktür. Siyasal Kürtçülüğün özü ise Ermeniciliktir. 1915 Ermenileri, Suriyeli kılıfıyla ülke içine sokuldular. Büyük bir kısmı vatandaş yapıldı zaten. Bunlar, ülkenin içlerine doğru depremle boşalan şehirlere yerleşeceklerdir.
Toprak satışları da, Suriyeliler konusu gibi stratejik ve de planlı. Haydar Hoca cennet mekan “sakın ola topraklarınızı satmayın!” diye yıllarca il il gezdi. Hayat şartları zorlaştı ama ne olursa olsun Hatay’ı terk etmek, vatana ihanettir. Aynı şekilde Malatya’yı terk etmek, vatana ihanettir. Açlıktan ölsek bile terk etmeyelim toprağımızı, vatanımızda ölelim.
Hatay düşerse Türkiye düşer!
Deprem olmasaydı da Hatay elden çıkmıştı. Yaralar sarılsa bile bu şehir, uzun süre huzur görmeyecektir. Çünkü Hatay, küresel hedef önünde taş gibi duruyor. Enkaz haliyle bile Hatay, Büyük İsrail önünde bir engeldir. Sakın ola bu şehirde bir gram toprak satmayalım. Satacakları kadar sattılar ama bundan sonrasına daha da dikkat edelim.
Toprak satan, vatan satmıştır.
Ayrıca “kurtarma” kılıfıyla ülkeler, bölgeye çok ajanlar soktular, haberiniz olsun.
Ekonomik enkaz altında olan ülkemiz, deprem enkazıyla, daha da bir zifiri karanlık sürecindedir. Bir yıl önce, bugün yaşananları birebir yazmışız. Aşağıdaki linkten okumanızı tavsiye ederim.
