ABD Dışişleri Bakanı Bliken Türkiye’ye geldi. Gazze için geldiği, herkesin malumu. İsrail’e gitmiş, soykırımcı Netanyahu’ya, “ABD’nin desteğinin arkalarında” olduğunu söylemiş ayrıca “İsrail’de bir bakan olarak değil aynı zamanda bir Yahudi olarak bulunuyorum!” demişti.
Hakan Fidan, havaalanında mevkidaşını karşılamadı. Yerine vali yardımcısı karşıladı. Bakan Fidan’ı Blinken öpmeye çalıştı, Fidan geri çekildi. Dahası, masasında ay yıldız içinde Mescid-i Aksa maketi olduğu halde fotoğraf verildi.
“Bir Yahudi olarak” İsrail’e giden ABD’li bakana, bir Müslüman olarak Hakan Fidan’ın cevabı olarak değerlendiriyor ve bunu önemsiyorum. Ancak ABD’ye bakanının koltuğunun altına, İncirlik, Kürecik üslerinin kapatıldığı bir yaptırım dosyası verilmeliydi. Bu yapılmadıktan sonra, sayın bakanın “ince elenmiş, sık dokunmuş” kabul manzaraları, birer magazinden öteye geçmez.
ABD’li bakanın binip bakanlığa geldiği aracın plakası BOP!
BOP neydi?
Büyük İsrail’di.
Büyük İsrail neydi?
Nil’den Fırat’a, “vaat edilmiş topraklar” demekti. Bunu gizlemeye gerek görmüyorlar artık. Komutanları, bakanları, başbakanları başlarında Kipa ile tahrif edilmiş Tevrat’tan sözde ayetler okuyarak amaçlarını her ortamda dile getiriyorlar.
O toprakların gerçek sahiplerini, hayvanlarına kadar öldürmekten söz ediyorlar. Hatta nükleer bomba atmaktan bile bahsediyorlar. Biz Türkler, 100 önce hâkimiyetimiz altında olan bu topraklarda bugün soykırıma dahi ses çıkaramazken, adamlar 3 bin yıl öncesinden dem vuruyorlar. Neyse, ayrı bir makale konusu, bunu başka zaman konuşuruz.
ABD’li bakan giderken mutluydu, iktidarla “işbirliği” içinde olduğunu söyledi. Hep öyle olmuştur “KATİL ABD, KATİL İSRAİL!” diye bağırırız ama sonu yok. “İŞBİRLİKÇİ AKP” kısmı zikredilmez. İncirlik veya Kürecik yerine, Saray’a gitmek akledilmez. Kola’yı dökenler, kola fabrikasını kimin açtığına bakmazlar!
İsrail, Gazze şeridini boşaltmak istiyor. Buraları Filistinlilerden arındırmak istiyor. İsrail, burayı güvenli bir “gaz” havzasına dönüştürmek istiyor. Bu sebeple de burada ne insan, ne bina, hiçbir şey kalsın istemiyor. Dünyanın gözü önünde, büyük bir vahşet yaşanıyor. ABD, İran ve Hizbullah’ın(Lübnan) İsrail’e saldırmaması için savaş gemilerini gönderdi.
İsrail işini rahat yapıyor amacına ulaşınca da, ABD barış görüşmelerine başlar. İran “başka ulus için savaşmayız” diyerek, Hamas’ı sattı. Hizbullah ise hiç beklenmedik bir tavra büründü. On binin üzerinde, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere masumlar öldü.
Bu kadar büyük bir vahşet karşısında, Hizbullah’ın harekete geçmemesi şaşırttı. İran’ı dinleyerek, Hizbullah var oluş sebebini ilk defa çöpe attı. Bir gün Hizbullah, bölünme sürecine girerse, bilelim ki bu var oluş sebebinden koptuğu içindir. Ve bunu buraya not ediyorum.
Gazze’deki insanlar Mısır ve Türkiye arasında paylaştırılacak görülüyor. Emine hanım “kimsesiz çocuklar” diye konuya girdi bile. Irak işgal edilirken AKP’li bakan ABD’den ne istemişti?
Para.
Ali Babacan “Irak’a ilk bomba düştüğünde, kredi diliminin ilki serbest kalacak” demişti. BOP’un içinde Irak vardı, sonuç ortada. Orada bir “Kuzey Irak” var bugün. Yani Büyük İsrail’in Irak parçası… BOP’un içinde Suriye vardı ve yine sonuç ortada. “Kuzey Suriye” de Büyük İsrail’in Suriye parçası olarak, İsrail’e bağlanmak üzere bekletiliyor. Türkiye ve İran’dan da birer “parça” hedefleniyor.
Suriyeliler, Türkiye’ye getirtildi. Ve Türkiye, bu nüfusa bakıyor. Savaş bittiği halde, göndermiyor aksine vatandaş yapıyor iktidar. Bunu ancak Büyük Ortadoğu Projesi’nde “vazife” almış olanlar yapar. Başka hiçbir açıklaması yok. “Vazifeliyiz” diye kendileri söylemişlerdi.
İsrail kahrolmuyor çünkü AKP var!
Hepimiz kahroluyoruz ama İsrail olmuyor. İsrail’e alan açmak için, Suriyeliler, Türkiye’de tutuluyorlar. “Geri kabul anlaşması” ile gidenler de Türkiye’ye geri getiriliyor. İran ve Pakistan, Afganları ülkelerine gönderme kararı aldılar. Ama Türkiye, şimdi Filistinlileri de almak istiyor.
Neden mi?
İki sebepten bir; BOP bunu gerektiriyor, Gazze boşaltılıp İsrail’in “temizlik” yapmasına katkı sağlanıyor. Bunu BOP için yapıyorlar, “eş başkanlık” bunu gerektiriyor. İki, paraya ihtiyaçları var. ABD’li bakan “Mısır’ın dış borcunu silme karşılığında” bunu Sisi’ye teklif etti.
Ne yazık ki bu teklif Türkiye’ye de yapıldı. AKP iktidarı, üç kuruş göçmen desteği için milyonlarca Suriyeliyi nasıl sırtımıza bindirdi ise korkarım ki Gazze’deki Filistinlileri de getirecek.
Ali Babacan “Irak’a ilk bomba düştüğünde” açıklamasına benzer, Mehmet Şimşek de “ Gazze’den Türkiye’ye ilk gemi geldiğinde” diye bir cümle kurabilir. Emin olun paraya ne bu iktidar hayır der ne de vatandaş. Parayla kendi topraklarını ve vatandaşlığı satan bir iktidardan söz ediyoruz. Gazze boşaltılacak. Blinken gittikten sonra“2 milyar dolar” lafı dolaşmaya başladı bile.
İsrail’in acele ettiği bir başka konu da, Gazze’den geçecek bir kanal projesi. Süveyş Kanalı’nı bypass edecek, Akdeniz’den Kızıldeniz’e İsrail üzerinden yeni bir kanal projesi önünde Gazze engel olarak duruyor. Mısır, İsrail’in bu amacını bildiği için, Süveyş Kanalı gelirinden olmamak adına, Gazze’nin boşaltılmasına şiddetle karşı çıkıyor.
Bu sebeple, Türkiye için de içine sokulduğu para darlığını, az da olsa Gazze’deki Filistinlileri kabul ederek, aşmak isteyebilir. Bununla hedefledikleri “Millet Çeşitliliği ”ne ulaşmış olacaklar. Bu “çeşitlilik”, hayalini kurdukları “halifelik” kapısını da açmaz mı, ne dersiniz?!
“Osmanlı olacağız!” demiştiler ya, Osmanlı toprak alarak, genişleyerek “Osmanlı” olmuştu, bu yeni Osmanlıcılar toprak satarak Osmanlı oluyorlar. İşin en garip tarafı da burası olsa gerek.
Sözün özü;
AKP İsrail için Türkiye’yi yaktı!
İsrail sürekli alan kazanırken, Türkiye sürekli kan kaybetti. Türkiye’nin demografisini Büyük İsrail için bozdular.
Son olarak şunu da belirtelim ki;
Türkiye’yi kandıracak, para da vermeyecekler. Tıpkı Irak işgal edilirken, vermedikleri gibi… F-35’ler için ödediğin parayı vermeyen ABD, bu işler için para verecek sanmayın. İktidar, talepleri zaten parasız yerine getiriyor. Parasız derken, iktidarda kalma karşılığı bunu yapıyorlar, yoksa hiç karşılık yok demedik!
Ve BOP tamamlanmadan, AKP gitmez, bu böyle biline…
