AKP seçimle gider mi!

Toplumlar da, insan gibi hasta olur.

Ne istediğini, neye ihtiyacı olduğunu bilmez.

İyileşmesi için, doktora ihtiyacı var ama bazen bunu bile akıl etmez. Çevresinin yönlendirmesi veya hastaneye, doktora götürmesiyle olur.

Bizim toplum ne yönlendirme kabul ediyor, ne çare. İşin acı tarafı hasta olduğunu da kabul etmiyor. Hasta olduğuna inandırılsa, işimiz bir nebze kolay… O yüzden, bu toplum başını kuvvetlice vurmadan, asla…

Vuracak, sonra kafasınıkıracak.

Derin uykusundan öyle uyanacak.

Hayal dünyasında, gezmeyecek.

Ve o zaman, seni dinlemeye başlayacak.

Bütün bunlar olmazsa ne olacak, dost acı söyler ama mevta olacak.

Tarihten silinip gidecek.

Allah korusun elbette.

Dolar, niye yerinde durmuyor. Durmaz çünkü senin paran eriyor. Çok örnek verdikleri Japon Yeni, 40 yıldır yerinde duruyor. Çünkü kişi başına düşen milli gelir, 40 bin dolar. Yerinde oynatmak mümkün olmuyor böyle bir ekonomiyi.

Tsunami sonucu, arabaları evleri hatta uçakları denize sürüklendi yine de ekonomileri oynamadı yerinden.

Seninki öyle mi Saray’da öksürülse, hopluyor!

Türkiye bu noktaya bir gecede gelmedi. 20 yıldır, tehlike bağıra bağıra geliyordu.

İnsafınız kurusun, hiç mi Haydar Hoca’yı dinlemediniz!

Türkiye’yi zifiri karanlığa gömdünüz, çıkması da asla mümkün değil” siyasette söylediği son sözleri oldu.

“Türkiye’yi 6 ayda düzeltirim” diyen adam, yok artık.

Meclistekiler bin ayda dahi düzeltemezler!

Başka hiç birinin, çözüm konuştuğunu duydunuz mu?

Bırakın çözümü, hiç birinin ekonomi konuştuğunu duydunuz mu?

Çünkü bilmezler.

Ömürlerinde bir tane ekonomi konulu makaleleri var mı?

Geçtik makale yazmalarını, ömürlerinde ekonomi konusunda bir makale okudular mı acaba?

Türk milleti, tarımın nasıl bitirildiğini görmeli.

Bir çuval un nasıl 350 lira oldu, bunu sorgulamalı.

Yıllık 2,5 milyar dolar para, buğday alımı için ecnebi çiftçilere ödendi. Türk çiftçisine bu paranın üçte biri ödenseydi, Türkiye tahıl ambarı olurdu. Türk çiftçisi, kendini bitiren iktidarı 20 yıldır sırtımızda tutuyor.

Bunun bir bedeli yok mu!

Savaş durumuna geçti ülkeler ve buğday satmıyorlar, 85 milyonu ne ile doyuracaksınız!

Öküz değil ki, saman ithal edesiniz!

Bizler ağaç yaprakları yiyerek hayatta kalmış, dedelere, ninelere yetiştik. Onlardan kıtlığı ve açlığı duyduk. Bizler de çay ve yağ kuyruklarına, gaz kuyruklarına, şahit olduk.

5 yıl önce yazdım “Türkiye’yi kıtlık bekliyor” diye.

Yazmadık bir şey bırakmadık ki…

Uyarmadık konu olmadı ki…

Baş Hoca’dan ne duyduk, onu dinlerken içimize neler doğdu, her şeyi yazdık. Ekonominin kitabını yazmış, iktisatçıları peşinde koşturmuş, paraya, iktisada yeni tanımlar getirmiş ve tezi dünyada taşları yerinden oynatmış, dengeleri sarsmış bir insan, bu toplumdan ümidi kesmiştiyse gitmeden önce, iyi düşünmek lazım.

“Dualarınızla adaletin tahakkuk edişini geciktirmeyin!” ikazı ne manaya gelir sizce. Gönül kırmış, hak yemiş, kendi geleceğini satmış, çocuklarını torunlarını düşünmemiş bir toplumu yaradan niye düşünsün!

“Akletmez misiniz” diyor.

Allah bu topluma rahmetiyle muamele etmeyecek, bu kesin. Hak ettiğiyle muamele edecek. Herkes buna hazır olsun. Adaletiyle hükmettikten sonra, rahmeti talep edecek duruma gelecek. Sonra hak edecek. Belki çocuklar hürmetine, sonra rahmet güneşi doğar.

Kimse, seçim olacak zannetmesin!

Kimse, AKP’nin seçimle hemen gideceği gibi bir fikre de kapılmasın!

Türkiye bu şansını çoktan kaçırdı.

Başarısız olan partinin iktidardan çekilmesi, eski Türkiye’deydi, anlamadınız mı hala!..Milletin burnundan fitil fitil gelmeden, bir daha AKP gibi partilere “tövbe” demedikçe, gitmez ve gitmemeli.

Daha karpuz kesilmeli!

AKP seçimle gider mi!
Başa dön