6’lı Masa’nın en etkili üyesi Meral Akşener, çok tartışılacak cümleler kurdu. Üzerinde kitap yazılacak ifadelere yer verdi. Tabi, okumasını bilenler için…
Abdullah Gül başta olmak üzere, Türkiye’de önemli noktalarda görev yapmış pek çok kişinin İngiltere/Kraliçe bursuyla okudukları kamuoyunun bildiği ve zaman zaman ülke gündeminde olan konular. Gizli saklı bir konu değil. Mehmet Şimşek, Ali Babacan gibi pek çok isimden söz ediliyor.
Abdullah Gül, Hulusi Akar, Fehmi Koru, Şükrü Karatepe’nin İngiltere’de okudukları okulda birlikte çektikleri fotoğrafları görmüşsünüzdür. Bir çok insan okur İngiltere’de ayrı konu, yanlış anlaşılmak istemem.
İlginç olan, belki de sözü edilen bursu alan hiç kimsenin sıradan insanlar olmadıkları. Mutlaka önemli görevlerde ve de kritik kararlarda bu insanların var olduklarını görürsünüz.
Mehmet Şimşek maliye bakanı olduğu dönemde Türkiye’nin sahip olduğu 490 ton altının 450 tonunun İngiltere’ye teslim edildiğini, bizzat Şimşek açıklamıştı. Bu altınların akıbeti hala belirsizliğini koruyor. Demek ki, İngiltere’nin verdiği hiçbir burs boşa gitmiyor. Burs alıp, okuyup döndükten sonra ülkesinde çiftçilik yapanı ne görür, ne de duyarsınız!
İngiltere bursu bu, adamın burnundan fitil fitil getirilir alimallah!
Neyse!
Meral Akşener “keşke Erdoğan’a da burs verselerdi, ne iyi olurdu, şimdi ülkeye iyi şeyler yapardı!” mealinden cümleler kurdu. Tam anlamıyla şok oldum. “Milliyetçi” hatta “topuklu efe” benzetmelerinin içinin ne kadar boş olduğu, böylesi çıkışlarla görülür. Tabi yine görenler için!
Burs veren ülke İngiltere’yi mi övdü?
Burs veren vakıfları mı övdü?
Türkiye’de eğitim olmadığını mı söyledi?
Türkiye’yi mi küçülttü?
Abdullah Gül’ü mü övdü?
Abdullah Gül’e mi sinyal çaktı veya Gül’ü isteyen güçlere mi mesaj gönderdi?
Yoksa, bunların hepsi mi?
Ne dediğini sizde okuyun:
“Sayın Erdoğan’ı zamanında Sayın Abdullah Gül’e yapıldığı gibi bir vakıf kanalıyla öğrencilerin yurt dışına Türkiye’deki öğrencilerin eğitimine katkıda bulunan muhafazakâr hassasiyeti yüksek bir vakıf kanalıyla Sayın Erdoğan da Gül gibi yurt dışına gönderilseydi orda okuması sağlansaydı, bugün bunlar yaşanmayacaktı.”
Siyaset tarlamızı İngilizler iyi sürmüşler, anlayacağınız. Ülkede adam kalmadı ikide bir Gül konusu ısıtılıp ısıtılıp getiriliyor. Çünkü Masa’nın sahipleri bunu, böyle istiyorlar. Demiştim değil mi, “masaların sahipleri var!” diye.
“Bana da yer açın!” demekle olmaz!
İşte buyurun!
Meral ablanız da, Gül dedi nihayet!
Daha önce Meral Hanım hayır dediği için Gül, CB olamamıştı. Şimdi Gül’ün eğitiminden bahsediyor. Üstelik de “İYİ eğitim ”den söz ediyor. Bu “İYİ” her neyse artık!
Kulislerde konuşulanlara göre, Meral Hanım ile Gül arasında bir vekil, sürekli mekik dokuyor. İp’li vekil Gül’ün Meral hanıma “Kılıçdaroğlu’nu adaylıktan vazgeçirin, Ali ile Temel beyi ben ikna ederim, adayınız olurum!” dediği şeklinde.
Sanki Ali ile Temel’in farklı bir düşüncesi varmış. Kılıçdaroğlu, Masa’yı Gül’e razı etmek için kendisinin adaylığını gündemde tutuyor olamaz mı mesela? Çünkü daha önceleri Gül’ün adaylığını bu zat gündeme getirmişti. İngiltere’ye gittiğinde “Gül’den başkasına kredi vermeyiz!” demiş olamazlar mı!
İnanın, hepsi tiyatro oynuyor!
Daha önce AKP’nin noteri gibi çalışan Gül, “güzel şeyler olacak” dediği “açılım“ın, askere kurulan “kumpas“ın hemen hepsinin çakmağını, ilk çakan kişidir. Ve bu masalara bel bağlamış yığınların, ülkenin gerçeklerinden ne yazık ki haberi yok.
Akşener’in bu konuşması, umarım bazıları için ikaz olur. İngiltere’ye, Gül’e eğitime, topyekûn ülkeye bakışını ele veriyor. Gül’ü getirmekten başka çaresi olmayan bir masanın, sarayın bahçesine konması lazım!
Ülkemize yazık!
“Her bir gencimize o imkânları sağlayacağız!” diye de, Gül’ün bursunu adres gösteren Akşener’den, hiçbir şey olmaz. Aksini düşünenler, “abba” diye planlarında yer alabilirler!
Yerin üstü kadar, altı da var!
