Atatürk’ün sırlarla dolu ölümü

 

Orduların yenemediği Mustafa Kemal’i, şiroz mu yendi!

Gerçekten böyle mi?

Ölüm sebebi birinci raporda “karın içinde sıvı, asit toplanması” şeklinde iken hangi el “alkolle ilgili karaciğer iltihabı” diye ikinci bir rapor düzenletiyor. Bunu, görmeyelim mi gerçekten!

Şehit Atatürk mü Türk milleti için daha itibarlı bir şahsiyet, yoksa “alkolden ölen” Atatürk mü, taktirlerinize bırakıyorum. Mücadelesi itibarsızlaşsın diye bu yapıldı.

Atatürk’e sıtma tedavisi yapılmış, aşırı “Kinin” yüklenmiş ve karaciğeri bu yüzden iflas etmiş, siroza dönüşmüştü. 43 şişe kinin verildiği, reçete kayıtlarında var. 3 şişesi bile karaciğeri bitirmeye yetiyor.

Atatürk ile ilgili bugün dahi bu gerçekler gizli kalmaya devam ediyor. Öldüğünde yastığının altında, tam otomatik tabanca çıkan Atatürk’ün yanına düşman ancak sağlık çalışanı kimliğiyle sokulabilirdi.

Uyuduğunda bile silahla uyuyan bir insanı ancak uyduruk bir hastalık ve tedavi süreci ile halledersiniz.

Afet İnan’a yazdığı mektupta aynen şöyle diyordu; “Afet, vaziyetim şudur; bence doktorların yanlış görüş ve hükümleri sebebiyle hastalık durmamış ilerlemiştir. Hükümet benim reyimi almaya lüzum görmeksizin Fissinger’i getirtti.

Atatürk olayı fark ettiğinde, iş işten geçmişti. “Beni Türk doktorlarına emanet ediniz” dedi ama beklenen son yakındı. Bir düşünün lütfen, bu adam yenilmez bilinen İngiltere’yi yendi.

Şimdi hainler halen boş durmuyor. “Atatürk İngilizlerle anlaştı!” diyor. İngiltere, dünyanın süper gücü iken bu elinden çıkıyor. Elinde uçan süper güç balonu ABD’nin eline geçiyor.

Hainler bunu göremez ki!..

Kemal Atatürk ne yaptı:

Dünyanın bütün dengelerini değiştirdi. Yıkılmış yok olmuş bir imparatorluktan, yeni bir devlet kurdu. Asırlar sonra devletin adı “Türk” oldu. Vatandaş “padişahın kulu” değil Allah’ın kulu oldu.

Kendini “Allah’ın gölgesi” gören padişahlara, istenildiği kadar “gururlanma padişahım senden büyük Allah var!” denilsin. O kadar yetki, bu kadar “kul” varken, padişah değil adam Firavun bile olur.

Neyse!

İşte asker Mustafa Kemal’i devletler birleşip yenemediği halde, “şiroz” kılıfı yendi. Çünkü tedavi insanın en zayıf tarafıdır. En savunmasız ve en insani durumudur. Ne silahlar işler, ne ordular, bir “virüs” iddiası işi bitirir.

Hastaysınız, medeni her insan gibi hastaneye başvurursunuz. Eğer muhalifseniz, küresel taşları yerinden oynatmış, dengeleri sarsmışsanız; her şey ihtimal dahilindedir. Davut soylular, Büyük İsrail uğruna her yerde, virüs saçıyorlar.

Atatürk İsrail’in önünde engel bir insandı.

Dün İsrail önünde engel olan insan hedef iken bugün Büyük israil önünde engel olan adresler hedeftir, haberiniz olsun. Büyük İsrail’in önünde en büyük engel, etniksel ve mezhepsel ayrılıklara karşı duran adrestir.

Kürt’ü bağrına basan Türk, Alevi’ye “can” diyen ‘Sünni’, onlar için atom bombasından daha tehlikelidir. “Benim kollarımı kesseniz, birinde Kürt kanı akar, birinde Türk” diyen Hoca Atatürk aramızda yok artık.

“Allah, inşallah, Alevi-Caferi kardeşlerimizin kalbini Sünni kardeşlerimizin kalbine, Sünni kardeşlerimizin kalbini Alevi-Caferi kardeşlerimizin kalbine açar, bir bilek bir yürek yapar…”

Bu sözler, asırlarca unutulmayacak.

Göreceksiniz, ekonomi teziyle dünyayı değiştiren bu insan, Ehl-i Beyt çizgisiyle de Müslüman dünyayı değiştirecektir.

O, Büyük İsrail önüne set çekip gitti.

Bundan sonra yapılması gereken, hem Kemal Atatürk’ün hem de Hoca Atatürk’ün mücadelesini birleştirip, hem ülkemizi korumak hem de bölgemizi korumaktır.

Önce dünyanın üçüncü büyük ülkesi olmak, sonra da, dünyanın tek büyük ülkesi ve devleti olmaktır. Bunun için her şey hazır. Tek yapacağımız birlik beraberliğimizi sağlamaktır.

NOT: BU YAZI, BİR YIL ÖNCE YAZILMIŞ ANCAK YAYINLANMAMIŞTI, YAYINLANMAYAN YAZI ARŞİVİMDEN GÖRÜNCE, BUGÜN YAYINLADIM, OKUDUĞUNUZ VE OKUTTUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER…

Atatürk’ün sırlarla dolu ölümü
Başa dön