Sodom ve Gomore veya Eyke ve Medyen halkını Allah helak eyledi. Hz. Lut’un peygamber olarak gönderildiği kavim…
Allah’ın peygamberlerinden olan Lut, bu azgın ve sapkın kavmin elinden çok çekti. Eşcinsel bir toplumdu. Erkek erkeğe zina ederlerdi. Tecavüzcülerin çoğunlukta olduğu bir halk…
Lut’un irşat ve ikazlarına uyan çok az insan vardı.
Allah’ın peygamberleri de gerçekten çok çile ehli insanlarmış. Kuran’dan Lut peygamberle kavmi arasında yaşananlar nasıl dehşet içinde anlatılır birlikte okuyalım:
“Sizden önce âlemlerden hiç kimsenin yapmadığı bir fuhşiyatı mı yapıyorsunuz?” (7/A’râf 80)
“Şüphesiz ki sizler, kadınları bırakıp erkeklere şehvetle yaklaşıyorsunuz. Siz, aşırı giden taşkın bir toplumsunuz.” (7/A’râf 81)
► Kavmi: “Onları yurdunuzdan çıkarın. (Çünkü) onlar temizlenen insanlardır.” demek dışında bir cevap vermemişti. (7/A’râf 82)
► Hanımı hariç, onu ve ailesini kurtarmıştık. (Hanımı) geride (helak olanlarla) kalmıştı. (7/A’râf 83)
► Onların üzerine bir (azap) yağmuru yağdırmıştık. Suçlu günahkârların akıbetinin nasıl olduğuna bir bak! (7/A’râf 84)
► Ellerinin (ikram edilen yemeğe) uzanmadığını görünce garipsedi ve içine bir korku düştü. Demişlerdi ki: “Korkma! (Çünkü) biz Lut’un kavmine (görevli olarak) gönderildik.” (11/Hûd 70)
► İbrahim’in korkusu gidip, müjde hâli ağır basınca, Lut’un kavmi hakkında bizimle tartışmaya koyulmuştu. (11/Hûd 74)
► Elçilerimiz (melekler) Lut’a geldiğinde, onlar yüzünden kendini kötü hissetmiş, bir çıkar yol bulamamış ve: “Bu baş belası, sıkıntılı bir gündür.” demişti. (11/Hûd 77)
► (Misafirlerin geldiğini duyunca) kavmi koşar adımlarla ona gelmişti. Bundan önce de kötülükleri (âdet hâline getirecek kadar çokça) yaparlardı. Dedi ki: “Ey kavmim! İşte bunlar benim kızlarım, onlarla (evlenerek ilişki kurmanız) sizin için daha temizdir. Artık Allah’tan korkup sakının ve misafirlerin içinde beni rezil etmeyin. İçinizde hiç mi olgun/aklı başında bir adam yok?” (11/Hûd 78)
► Demişlerdi ki: “Andolsun ki, sende biliyorsun kızlarında hakkımız/gözümüz yok. (Asılnda) sen, bizim ne istediğimizi de çok iyi biliyorsun.” (11/Hûd 79)
► Demişti ki: “Keşke size karşı bir gücüm olsa, ya da (misafirlerimi sizden koruyacak) bir güce sığınabilseydim.” (11/Hûd 80)
► (Melekler) demişlerdi ki: “Ey Lut! Biz Rabbinin elçileriyiz. Sana ilişemezler. Gecenin bir vaktinde, ailenle beraber yola çık ve içinizden kimse dönüp arkasına bakmasın. Hanımın hariç! (Çünkü) onların başına gelecek azap, onun da başına gelecektir. Onların (helak) zamanı sabahtır. Sabah yakın değil mi?” (11/Hûd 81)
► (Helak) emrimiz geldiğinde oranın altını üstüne getirdik ve tepelerine birbiri ardına dizilmiş, çamurdan pişirilmiş taşlar yağdırdık. (11/Hûd 82)
► (O taşlar) Rabbinin katında işaretlenmişlerdir. O (azabın bir benzeri, bu kavmin amelini yapan) zalimlerden uzak değildir. (11/Hûd 83)
► “Ey kavmim! Benimle yollarınızı ayırmış olmanız, Nuh Kavmi’nin, Hud Kavmi’nin ya da Salih Kavmi’nin başlarına gelenin bir benzerini sizin başınıza getirmesin. Ayrıca Lut’un kavmi de sizden uzak değildir.” (11/Hûd 89)
Kıymetli dostlar çok acıklı bir manzara değil mi? Allah’ın Peygamberi, kendisine gelen misafirlerini, tecavüz etmek için isteyen sapkın topluluktan korumaya çalışıyor. Misafirlerin Allah’ın melekleri olduğunu Lut bilmiyor. Onlara zarar gelmesinden endişe ediyor ve ezilip mahcup oluyor.
Canı pahasına misafirlerini korumaya çalışan, Allah eri, artık o kadar çaresiz kalıyor ki, “keşke size karşı bir gücüm olsa ya da bir güce sığınabilseydim” diyor. Sözün bittiği yer diye, buna denir. Allah, sevgili kulunu böyle bir zorlukla sınıyor. Misafirler “Korkma!” diyor. Onlardan kendilerine bir zarar gelemeyeceğini söylüyor. İstiklal marşımız da “korkma!” başlar ya, ne kadar manalı bir kavram.
Bir şey daha çok ilginç, Lut’a “kurtarılacaklar listesine karını alma” diyorlar. Demek ki Lut’un karısı dahi iman etmemiş. Çok ibretlik gerçekten…
Hepsi birden gökten yağan taşlar altında kaldılar.
Bunları neden anlattım biliyorsunuz!
‘İhlâslı’ ibneler okumasınlar!
Onlar, kanatları altına girdikleri iktidarla beraber, yerin dibine girecekler elbet. Her türlü pisliği içte barındırmaya mı “muhafazakârlık” deniyor!
Topluma yaşatılan şoka bakar mısınız!
“Hizmet” ve “cemaat” kavramının içine “FETÖ” etmişti. Ensar kavramı da bitirildi. İhlâs kavramını da, ibneler kirletti. Dinin en temel kavramları dahi yok edildi. Emin olun haçlı seferleri düzenleyen papazlar, İslam’a bu kadar zarar vermediler. İktidar ve kanatları altındakiler…
Dikkat edin, hepsi de Halidi kökenli. İslam’ın bu coğrafyada ruh köküne kibrit suyu döken, anlayış. Rıza Zelyut’un ifadesiyle “Halidi kuşatması”
Durun bakalım, daha neler göreceğiz!
