Mısır’da Müslümanlar sınırı geçerek, Gazze bombardımanı altında bulunan çaresiz insanlara sırtlarında yiyecek ve su taşıyorlar. Nemrut’un yaktığı ateşe su taşıyan karınca misali. Başarılı olmasalar da saflarını belli ediyorlar. Aslında hayvanat bahçesine dönen dünyada, insan kalmaya çalışıyorlar.
Ürdün’de de benzer görüntüler var. Ve başka Müslüman ülke vatandaşları da yine, Gazze’ye yardım için, hareketlenmiş durumdular. Bunun her şeyden önce psikolojik bir etkisi var. Ve bütün Müslümanlar için Mescid-i Aksa, son derece kıymetli bir mekândır.
Mescid-i Aksa’nın Müslümanların gönlünde değeri bu madem, bu mekânı Müslümanların başkenti ilan etmek, aslında bütün sorunları biranda çözmez mi? Mescid-i Aksa’ya İsrail o zaman kolay kolay dokunamaz. Aksa’nın bu güvenlik şemsiyesine kavuşması, Filistinlilerin de altında gölgelenmesine vesile olur.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın 2017’de dile getirdiği bu çözüm, son derece önemlidir. Bir bilene, bir anlayana, bir akledene sormak, nasıl bir ihtiyaç, şimdi hepimiz görüyoruz. Öyleyse, bilmiş, anlamış, düşünmüş, akletmiş ve bir çözüm sunmuş, bu insana kulak vermek gerekir.
Diğer meseleler Arapların meselesi. İslamcıların Türk düşmanlığı, Türkçülerin İslam düşmanlığı gözlerimizi kör etmesin. Ve bu kavganın zamanı şimdi değil. İslamcılık, Türkçülük, kurtarsa, Osmanlı’yı kurtarırdı.
Ne İslamcı, ne Türkçü, Müslüman ve Türk’üz. Ne İslamcılardan nefret edip İslam’dan soğuruz, ne Türkçülere kızıp Türklükten uzaklaşırız. İslamcı ve Türkçü iki lider ismin kankası Üzeyir Garih idi. Üçünün de büyük üstadı Küçük Hüseyin Efendi’dir. Gazze’de yaşanan etnik temizlik, bu akımların da turnusolü oldu.
Mehmetçik bir daha Kudüs’e de gitmeyecek, Kore’ye de, bu böyle biline!
Atatürk “Mehmetçik bir daha çöllerde ölmeyecek” diye, bu konuya nokta koymuştu. Bıraktığı fikri mirasa, bağlı kalınsaydı, Kore’de de ölmezdi. Aynı Atatürk Suud yönetimine “Peygamberin kabrine dokunursanız, askerimi alıp gelirim” de demiştir.
Türkiye’nin, Atatürk siyasetine dönmesi zarurettir. Atatürkçülük İslam’a tavır, İslam da Atatürk’e düşman olmak değil. Bunu, Haydar Baş 50 yıl dillendirdi. Çok şükür halk “Hoş Geldin Atatürk” sayesinde, bu gerçekleri anlamaya ve konuşmaya başladı.
Atatürk, düşmanlarını dahi irşat etmiştir. Yere serilen Yunan bayrağının üstüne basmamış ve kaldırtmıştır. Bugün Atatürk olsa İsrail olmayacaktı ama Gazze’de yaşananları Yahudiler yaşasaydı ona da müsaade etmezdi.
Atatürk bu…
Atatürkçülük bu…
Gazze konusunda en sağlıklı yorumları sol kalemlerin yaptığını görüyorum. Bunu da ifade etmiş olalım. Evet Araplar arkadan vurdu. Ama yeri şimdi değil. Ona bakarsan İsrail uçakları da Konya semalarında eğitildiler. Bunun da yeri şimdi değil.
İsrail konusuna dönecek olursak eğer;
Cuma günü Mescid-i Aksa’ya namaz için gelenlerin üzerlerine, lağım fışkırttı İsrail polisi. Bundan daha büyük bir aşağılama olamaz. Müslümanlara “pisliksiniz!” demek istiyorlar. Bunu bir örgüt yapsa tamam, ama sen “devlet” olduğunu iddia ediyorsun İsrail!
Pabucumun devleti İsrail!
Lağım devlet olsa İsrail olurdu!
Fransa, Almanya gibi Avrupa ülkelerine ne demeli, bu “lağım devleti” savunma adına kendilerini nasıl da küçülttüler. Hükümetleri ve medyalarıyla, “Avrupa Medeniyeti” diye dünyaya sattıkları balon, Gazze’de patladı.
Fransa’da “selam aleyküm” diyen bir vatandaş tutuklandı. Alman polisi, Filistin direnişine destek olan topluluğa saldırdı. Filistin’e taraf olmak, suç oldu Avrupa’da. Hani fikir özgürlüğü vardı. Dünya aklını peynir ekmekle yedi adeta. Ama aslında bunlar hep aynıydılar. Sadece insan taklidi yapmış, “medeniyet” gösterisinde bulunmuş, budalalar!
Medeni olan sensin Türk evladı!
Atatürk, dünyaya medeniyet dersi verdi. Medeni olan Müslüman Türklerdir. İslamcı İslam’dan, Türkçü, Türk’ten soğutmazdan evvel, gerçek buydu. Şimdi var mısınız yeniden Müslüman Türk gibi olmaya, Atatürk gibi düşünmeye ve yaşamaya…
Varız diyorsunuz.
Var olun…
