Muhtarlardan sonra, pazarcılar hazırlansın!

Artık kimseyi toplayıp konuşamıyor. Eskisi kadar kalabalıklar elinin altında değil. Hele de koalisyon görüşmelerinin yapıldı şu günlerde? "Bana muhtar olamazsın demişlerdi ama bakın ne oldum" dercesine, yine muhtarlara konuştu. Sanırım bu 32'ci muhtar toplamasıymış. Seçime kadar yüzü devirir! Allah muhtarlarımıza sabır versin!Bazıları pek keyifliydi ama kendilerini öyle kaptırmışlardı ki "seçim isteriz" diye tempo bile tutturdular. Dersin muhtar değil mübarek, iktidarın mahalle başkanı!Seçim diyerek hazretin  "gönlünde yatan aslan"ı depreştirdiler. O an çok manalı güldü ama. Her şeyi anlatan bir gülüştü. "Gününüzü göreceksiniz" diyen bir gülüştü sanki. Teröre karşı muhbirlik istendi, mahallenin muhtarından. Terör denmesine bakmayın. Neyin terör olduğu veya olmadığı bir tek hazretin malumudur! Bir zamanlar, "Ergenekon" diye bir örgüt icat etmişlerdi. Sonra "askere kumpas kurdular" itirafına dönüşmüştü birden.Neydi o günler!Şimdi "paralel" dedikleri kanallarda her akşam "ETÖ" diye haberler çıkardı. PKK ile o zamanlar koalisyon ortakları birlikte bir "süreç" başlatmışlardı. Süreci, koalisyonun cemaat ayağı "kızılcık şerbeti" diye topluma içirirken, iktidar ayağı bu yolda "baldıran zehri" bile olsa içmekten geri durmayacaklarını ifade ederdi.Ortak ve yandaş kanallardan hemen her gün, devletin kolluk kuvvetlerine iftiralar atılıyordu. Askerlerin vatandaşları asit kuyularına attıkları iftiraları, en hafif olanlardandı. Mezarlar kazdılar, "toplu insan gömüldü" diye, fakat hepsinde kedi köpek kemikleri çıkmıştı. Tabi o mezarlarda hayvan kemiği çıktı diye düzeltmeler yapılmadı.Birlikte terörü aklamış, devleti haklamışlardı. Önemli olan buydu çünkü. Süreç bunu gerektiriyordu. Ortak savcıları vardı. İşte o savcılar, koalisyonun iki tarafına da, Öz'den bağlı savcılardı. "Yürekli savcı" diyerek zırhlı aracıyla onları gezdiriyordu hazret. Şimdi o savcılar, "terörist" diye aranıyor. "Yaka-paça getirilmeleri" için, "kırmızı- yeşil" tüm bültenlerle aranıyorlar. Muhtarlardan "muhbirlik" isteniyor.  "Benim muhtarım" muhbirlik yapacağı örgütü bilir. Kimin evlerinde kim kalıyor, araştırır, bulur! Şehirler, yollar teslim almış terör örgütünü, muhtarların araştırmasına gerek yok. Çünkü onlarla yürütülen bir  "çözüm süreci" var, "buzdolabında" açılacak günü bekliyor. "Benim muhtarım" işini bilir!Cemaatle koalisyon olan iktidar, parti ile koalisyona niye alerji kapar anlamam. "Tek başına da, tek başına" diye, niye bu kadar delilenir, hiçbir bir anlam veremiyorum!Daha önce de bakanlıklar, müdürlükler paylaşılmıştı şimdi de paylaşılacak, ne var bunda? Mezar paylaşılmıyor ya!Üstelikte "iki metrelik bir çukura gireceğiz" edebiyatı yapanların paylaşmayı varlık ve yokluk meselesi olarak görmeleri nasıl açıklanır?  Millete "iki metre çukur" göstererek, koca ülkeyi BOP çukuruna gömdüler.Önceki koalisyon ortağı "ne istedi de verilmedi?" şimdi bırak bir şey vermeyi, konuşmayı bile kabul etmiyorlar. Vakti mızmızlanarak tükettiler. Cemaat koalisyonunda ağzı yanan iktidar, parti koalisyonunu üfleyip püfleyerek geçiştirdi. Bir parti ile anlaşmaları çok zor. İllegal anlaşmalara alışmışlar bi kere!Muhtarlardan sonra, pazarcılar hazırlansın!Hatta bozacılar, şiracılar sıraya girsin!Yaz mevsim. Her yerde mevsimlik işçiler çadır kurmuş bekliyor, Saray'a çağrılabilirler. Olmadı, ellerinden şaştığımız Suriyeliler ne güne duruyor. Saray'da yüzlercesine banyo yaptırtıp, güzel elbiseler giydirtip, "erken seçim" tezahüratı yaptırılabilir. "Her şey Türkiye için" diyerek yeniden 'dombra'lar çalınabilir!Yeter ki efendimiz üzülmesinler!Ülke, yoluna kurban edilir!400 değil, 500 istenmeli bu kez!Herkes dersini almıştır!"Güzellikle" olmamanın ağır faturası, yaşanarak ödendi nasıl olsa!..

Muhtarlardan sonra, pazarcılar hazırlansın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön