O Kur’an seni çarpsın hoca!

Eve yakın park içinde bir mescit vardı. Yıkılıp yerine, yine mescit büyüklüğünde cami yapıldı. O camide Cuma namazını kılayım diye düşündüm. Ve evden biraz erken çıktım, hava da güzel olduğu için, avlusunda otururum diye düşündüm.

Düşünmez olaydım!

Hoca mikrofonu açıp selam verdi cemaate. Cami içinde henüz kimse yok ama avluda duranlara, vaaz etmeyi düşünmüş olmalı. Birden başlamaz mı “Ebutalip Müslüman değil, kâfirdir” diye. Şok oldum birden… İçeri girip, “Kâfir senin babandır!” diyesim geldi, biran içimden.

İnsan her içinde geleni diyemiyor işte!

Ve devam etti: “Peygamberin amcasıdır ama müşriktir!” diye.

Dilini eşek arısı soksun!

Tipine bakayım diye, kafamı içeri soktum cami kapısından, aynı Cizvit papazına benziyor. Sakalsız, bıyıksız ve cübbeli. Neyse suratı kendi tercihi diyelim ama sireti,  suratından da iğrençti.

İslam’ın peygamberine laf edemeyenler galiba amcasına ediyorlar. Emevi saltanat kurucusu Muaviye’nin, Hz. Ali’ye olan kininden ötürü “Ali’nin babası hiç Müslüman olmadı” iftirası ve fitnesi, 14 asır sonra bile bizim mahalle camisinde dile getiriliyor. Bir namaz memuru tarafından…

Bırak camiyi, avlusunda bile durmadım. Ve Cuma kılacak, ruh hali de kalmadı. Kendi kendime Cuma’sız bir şekilde çarşıda yürürken içimden, elimde yetki olsa da, Diyanet’i kapatsam dedim.

İslam peygamberi tarafından, “İlim şehrinin kapısı” ilan edilen, Peygambere gitmek için, Ali’ye gitmek gerektiği hadislerle anlatılan, hakkında ayetler olan, velayetin şahı İmam Ali’nin babası için, “müşrik” de!

O Kur’an seni çarpsın hoca!

Ömrü peygamberimizi müdafaa ile geçmiş o büyük insan, mümin insan, Ebutalip hazretlerine sen, “Müslüman olmadı!” diyeceksin!

Vallahi, sensin Müslüman olmayan!

“İnandığını yay yeğenim! Son nefesime kadar seni koruyacağım…” diyecek ve bu kafalara göre Müslüman olmayacak. “Peygamber efendimizin “Amcama öyle bir şefaat edeceğim ki bölesi görülmemiş olacak” buyurduğunu da mı duymadın, hoca!

Terbiyesiz seni!

Bu yalanı yayan Muaviye ve yalan hadisçileri “hazret” olacak ama İslam’ın kılıcı Ali’nin babası Müslüman olmayacak!

Muaviye ümmeti misiniz, Muhammet ümmeti misiniz!

Hoca vasfı taşıyanların görevidir,  işin aslını öğrenmeleri. Hiç İslam’ı bilmeyen bir Türk bile, ömründe cumaya gitmemiş bir Müslüman bile akıl ve mantık olarak düşünür ki, ‘bu dinin koskoca peygamberi amcasını mı İslam’a sokamamış!’ diye

Peygamber ailesi İslam öncesi dahi hanif üzereydiler.  Sen bırak amcasını, dedesi dahi Müslüman’dı diyeceğim, iyi de daha İslam gelmemişti diyeceksiniz!

İslam böylesi embesillere hala gelmemiş. İslam gelmiş ama bunlara iman gelmemiş. Ebrehe komutasındaki ordu Mekke’ye girip, Kâbe’yi yıkacak. Kâbe’nin koruyucusu aile peygamberin ailesi yani dedesi…

Daha peygamberimiz doğmadan, Kâbe’nin sahibiydi.  Ama dedesi Kâbe için gitmedi Ebrehe’ye. Ebrehe tarafından savaşta kullanılmak üzere, gasp edilen develeri için gitmişti. Ebrehe karşısına çıkan Abdülmuttalip, develerini ister.

Pis pis sırıtan Ebrehe, “ben de sandım ki, sen Kâbe’ye dokunma diyeceksin ama develerinin peşine düşmüşsün!” der. Efendimizin dedesi Abdülmuttalip tarihe geçen sözünü söyler: Ben develerin sahibiyim develerimi istiyorum ama Kâbe’nin sahibi Allah’tır, elbet Kâbe’sini korur!

Şimdi sen, şu dedenin imanına bak!

O, daha gelmeden müminleri vardı.

Abdülmuttalip Ebrehe’ye restini çeker ama Kâbe’ye gider, yanında gelini var. Doğacak efendimizin annesi yani… “Yarabbi, gelinimin karnındaki bu çocuk hürmetine, sen Kâbe’yi koru” diye dua eder. İşte o çocuk öyle bir çocuk ki, Allah, O’nun hürmetine Ebrehe’nin fil ordusunu, gönderdiği ebabil kuşlarıyla darmadağın eder. Kuşların gagalarında taşıdıkları taşlar, fillerden oluşan orduyu talan edilmiş ekinlere çevirir.

Aslında, peygamberimiz Kâbe’yi doğmadan kurtardı. Ve o Kâbe’de, Hz. Ali doğdu. Kabe’de dua ederken annesi Fatıma’nın sancıları tutunca, Kâbe içinde doğum yaptı. Kâbe’de doğmuş tek kişidir Ali. Şimdi o Ali’nin babası Müslüman değilmiş hâşâ sümme hâşâ…

Ali’nin dedesi de Müslüman, atası da.

Sen neden bahsediyorsun cahil herif!

 

 

 

 

O Kur’an seni çarpsın hoca!
Başa dön