Ordular ilk hedefiniz Kaz Dağları!

Ülkenin sahip olduğu kaynaklar üzerine projeler geliştirdi. "Ben sadece Gümüşhane altınları ile 100 milyonluk Türkiye'ye, tam 100 yıl bakarım" dedi. Ne kadar kaynaklara sahip olduğumuzu haykırdı durdu.

En az bir 15 yıl, "kaynak" dedi.  "Bor, altın, toryum yataklarının parasal değerinin 3 katrilyon dolar olduğunu", 7'den 70 anlattı. Akılda kalsın diye "Türkiye'yi bir kasa yapsalar, sahip olduğu kaynakları dolar olarak doldursalar, yine de sığmaz" dedi.

Hükümet, bu kadar kaynak açıklaması yapan Haydar Hoca'ya karşı fısıltı gazetesine görev verdi. Bunlar her yerde, "Madenlerimiz var ama çıkarmak için 2023'ü beklememiz gerekiyor, çünkü Lozan'da verildi" yalanın üflediler.

Tabi vatandaş bu, düşünemedi, "madem ki Lozan'da verildi, öyleyse "Maden Yasası" neden çıkartıldı" diye sorgulayamadı. 

Şu soruların hiç birini sormadı: Yabancılara ait olan için(!) yasayı neden Türkiye çıkarıyor? Petrolümüz yoksa, Petrol Yasası'nı niye çıkardınız?

Erdoğan'ın boyuna posuna hayran kalıp, sorgulama gereği bile duymadı. Ülkenin "dindar" geçineni böyleydi de, "milliyetçi" geçinenleri farklı mıydı? Nasıl bir milliyetçilik ki, ağızlarına bu ülkenin sahip olduğu madenleri hiç almazlar. 

"Cumhuriyetçi" geçinenleri farklı mı?

Ne yazık ki, onların da Cumhuriyetten anladıkları, sadece kadınların başlarının açık olması. Yani vatandaşın sırtı açık, umurlarında değil ama kadınların başı açık ya, bu yetiyor. Kendini "dindar" sanan da kadının başına takmış, "cumhuriyetçi" sanan da…

Biri kadının başı açıksa bir şey umursamıyor, diğeri kapalı ise umursamıyor. Bu kör dövüş yıllarca sürdü. Kimse kadın aç mı diye sormadı. Kapalı mı, açık mı diye sordu.

Bizler kavga ettik, yabancılar bayram etti. Çıkartılan altınlarla servetlerine servet kattılar. Bazı sığırlar da, 2023'ü bekliyor!

Şair Eşref ne güzel demiş:

 

"Bir soğan soyulur yaşarır gözler

Memleket soyuluyor aldırmıyor öküzler"

 

"Lozan'da gizli madde var!" kuyruklu yalanı ne yazık ki tuttu.  Deveye hendek atlatırsın, bunlara Lozan'ı anlatamazsın. "Gizli madde var!" ise sen nereden biliyorsun!

Lozan'da gizli madde yok ama sizlerde açık yalan var!

Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli'ni "kaynaklar" temeline oturttu. Atatürk cumhuriyeti kaynaklar temeline oturttu. Milli mücadele, sahip olduğumuz "kaynaklar" için verildi.

Kapitülasyonları Atatürk kaldırmadı mı, peki kim, ne zaman geri getirdi. Ülke Atatürk'ten sonra yeniden işgal edildi de, haberimiz mi yok!

Bu ülkede yaşayıp kendini "dindar" sananlar şunu iyi bilmelidirler, Peygamberin ilk savaşı "kaynak" savaşıdır. Müslümanların kervanları yağmalanıyordu, efendimiz savaş ilan etti. Bedir savaşı, kaynak savaşıdır.

"Cumhuriyetçi" geçinenler de bilsinler ki, Atatürk'ün savaşı da kaynak temelli bağımsızlık savaşıdır. Kendini "milliyetçi" görenler, artık kafayı değiştirsinler! 6.Filo'yu taşlayanlar ile bir bilek bir yürek olsunlar.

6. Filo Kaz Dağları'nda!

"Alnı secdeliler" bu sefer Kaz Dağları'nı değil, Kabe'yi "kıble" edinsinler. Bu ülke, ancak o zaman Bağımsız Türkiye olur. Haydar Baş Beyefendi, hoca olduğu halde siyasetini, "din" değil "kaynaklar" üzerine bina etti.

Çünkü kaynaklarına sahip olmayanlar, imanlarına da sahip olamazlar. Bağımsızlıklarına, devletlerine ve bayraklarına da, asla sahip çıkamazlar. Kanadalı Şirket, Kaz Dağları'nda altın çıkarsın diye tam, 195 bin ağaç kesildi.

Şirketin CEO'su 80 milyona hakaret eden açıklamalar yaptı: "Yabancı işçi çalıştırmıyoruz. Türk lirası değer kaybetti, maliyetler düştü. Ayrıca Türkler taş taşımakta çok iyiler" diyor. 

Altınlar ecnebilerin, taşlar Türkler'in!

"Kalbinde zerre imanı olan", bu olayda rahatsız olur. Damarında  zerre Türk kanı taşıyanın kanına dokunur. Atatürk'e zerre duygu bağı olan, "Kaz Dağları bizimdir, bizim kalacak" der.

Firmayı veya CEO'sunu hedef alan, yanlış yapar. Bu firmayı buralara sokan zihniyeti sorgulayın. Bu zihniyet sadece iktidar da mı, yoksa mecliste bulunan bütün partiler de mi mevcut.

 İki düşünün!

Derviş Yasaları'nı düşünün, Uyum Yasaları'nı hatırlayın. Mevcut iktidarın çıkardığı ama muhalefetin tek maddesine bile karşı çıkmadığı, görmezden geldiği, bütün yasaları hatırlayın.

Anladık mı, Haydar Baş'ın BTP'si neden mecliste değil. Dünyanın el üstünde tuttuğu tez sahibi, ekonomik devrimlerin sahibi neden yok sayılıp, görmezden gelindi?

Görün işte!

Haydar Baş, altınları Kanadalı firmalara değil, sizlere vermek istedi. Petrolü İsrailli firmalara değil, size teslim etmek istedi. Ama istemediniz, şimdi taş taşıyın iyi mi!

Kaz Dağları'nda hakkını koruyamayanlar, Doğu  Akdeniz'de mi koruyacak!

Ordular ilk hedefiniz Kaz Dağları!

İşin bir başka acı tarafı;

Doğu Akdeniz'de petrol veya doğalgaz çıkardık diyelim, kimin olacak? Türkiye Petrolleri şuan Varlık Fonu'nda satılmayı bekliyor. Olayı neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Türkiye, Milli Devlet Sosyal Devlet olmak zorunda.

Bütün kaynaklarını devletleştirmek ve millileştirmek zorundadır. Prof. Baş, bu sorunları yıllar önce çözdü. Çökmenin eşiğinde olan sosyal güvenlik sistemimiz, kaynaklarımızla desteklense, kimse fakir olmaz.

Yabancılara giden altınlar, vatandaşın cebine girse, asgari herkes 5 bin lira alır. Kaynaklarını yabancılara vermeye "hayır" demeyen bir toplum, her şeye müstehaktır. Halini değiştirmeyen bir toplumun, durumu değişmez.

At edip sürülür, eşek edip binilir!

 Taş da taşınır, moloz da…

Ordular ilk hedefiniz Kaz Dağları!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön