Yörükler ve ormanlar hedef!

Gelişmelerin neresinde küresel hesap olduğuna bakmayan, yaşananlardan şeytani aklı görmeye çalışmayan herkes, olayları eksik yorumlar, fotoğrafı tam göremez. Sonra da, bir kör dövüşün içinde bulurlar kendilerini.

Yangını söndürün, sonra dövüşün!

Hiç biriniz masum değilsiniz!

Ormanlar yansa da bu bir orman yangını değil, savaştır. “PKK yaktı”, “uzaydan lazerle saldırı oldu”, “ormana patlayıcılar ve torpidolar yerleştirdiler”, vs. bunların hepsi doğru…

Sonuç ortada!

Yanan ormanlar, kavga eden siyasiler, yangına çay fırlatan CB, bir türlü harekete geçmeyen, geçemeyen veya geçirilmeyen ordu, uçmayan, uçamayan veya uçurulmayan, yangın söndürme uçakları, hatta zincire vurulmuş THK,…

Ne dersek diyelim dağlarımız, şehirlerimiz, mahallelerimiz ve obalarımız yanıyor. Koca yörükler ve itfaiye görevlileri ile halk, destansı bir vatan mücadelesi veriyor. Kadınlar, genç kızlar, ellerinde kazma küreklerle, tam bir vatan müdafaası içindeler.

Yörükler budur işte…

İş başa düştü müydü, erinin yanında, ağabeyinin yanında, her biri birer aslana dönerler. Düşman her şeyi kayıt altına alıyor. Toroslarda bir Çanakkale ruhunun doğduğunu, görmüyorlar mı sanıyoruz!

Bir Yörüğe TOKİ’den ev demek, Yörüğe öl demektir. Yörük, geceleri uyuduğunda yıldızlara bakmazsa uyuyamaz. Evi tahtadan, taştan topraktan olmazsa, sıkılır. Bir gözüyle evini, diğer gözüyle hayvanını gözler Yörük. İnsan ölümüne ağlamaktan yoksun ruhlar, ineklerine ağıt yakan Yörük kadını anlayamazlar.

Boyundan büyük kuzusunu, yanmasın diye kucaklayan çocuğu anlayamazlar.

Yanmış olsa bile evinin ortasına yatağını serip, uyuyan teyzenin hissettiği huzuru, Saray halkı bilmez. Haç işaretli aydınlatma mekanizmalarıyla ünlü TOKİ, Yörük estetiğine, ruhuna, haç sokmakla mı görevli!

Lafı eğip bükmeden söyleyelim, işin bir DIŞ GÜÇLER boyutu var, bir de İÇ GÜÇLER boyutu var. Dış Güçler, içerden bir destek bulmadan, asla bir şey yapamazlar. ABD, Türkiye’de bir devlet kuracak kadar, adamlara sahip!

Adam dediysem, adam değiller, siz anladınız!

“Hıristiyanların Hac Yolu” üzeridir, yakılan bölgeler. Bu ateş, bildiğiniz orman yangını değil, bildiğiniz haçlı seferidir. Kitaplarda okuduğumuz Haçlı Seferleri’nin yeni bir boyutu ile karşı karşıyayız!

Ne var ki karşısında sadece, Yörükler ve itfaiyeciler var. İşgal öncesine hazırlıktır, bu yangınlar, haberiniz olsun. ABD dört bir taraftan ülkeyi sardı. Dedeağaç’ta her şeyi gözlüyor. Yangın ilk çıktığında, bu bir yangın değil, bu bir savaştır diye tivitler atmıştım.

Yanan orman değil, Türkiye!

Nemrut’un ateşinde yanan Türkiye!

Haydar Baş Hoca, 2001 yılında Urfa’da yaptığı bir konuşmada “Nemrut ateşinde yanan bir, Türkiye görüyorum!” demişti. Türkiye’nin ve dünyanın “erken uyarı merkezi” gibi çalışan her şeyi önceden gören bir bilge kişiliği yok artık.

Prof.Dr. Kumru Memmedaliyeva’nın tespiti geldi aklıma:

“Hocamız basiret sahibiydi. Esen rüzgarların nereden estiğini, ne zaman esmeye başladığını, tufanlara mı döneceğini, sonucunun ne olacağını, insanlığa, vatana, millete, imana ve dine ne cihetler getireceğini önceden görürdü.

Üzerinden 20 yıl geçti, görüyor musunuz şimdi Nemrut Ateşinden yanan Toroslar’ı, Akdeniz’i, topyekûn Türkiye’yi!

Bu iktidarı uyarmaktan, milleti uyarmaktan, adeta bitap düştü. Bu dünyadan herkese, küserek gitti.

Ormanları yakan;

Dış Güçler ama söndürülmesin diye THK’yı zincire vuran İç Güçler!

Türk milletinin kurban derileriyle varlığını devam ettiren kuruma olan kin nefret Atatürk kurduğu için değilse niçin?

Kurbanları “Afrika” diye toplayan yamyamlar, bu ülkede kurbana bile engel oldular. Kurban derileri yüzünden yıllarca kavga ettiler devletle. Şimdi o kurban derileri de yok, o THK da. Ülke bir yangına kurban edildi, akıllandık mı acaba!

Devletle çarpışan dinin adı Müslümanlık olur mu, olmadı işte.

Düşmanın ateşine odun yaptılar hepimizi!

Bari bundan sonra odunluk yapmayalım!

Haydar Hoca merhum, neden “Atatürk” diye diye gitti bu dünyadan. Neden bizlere “Atatürk’e sahip çıkmazsanız hakkım sizlere haram olsun!” dedi.

Çünkü “Atatürk Vatandır”

O’na karşı olan da, VATAN HAİNİDİR!

Bunun dinle filan ilgisi yok. Var da İslam diniyle alakası yok. İşte sizi Hıristiyan haçlının “hac yoluna” engel gördükleri için yakıyorlar.

Yangın her alanda var, dağda var, eğitimde var, ekonomide var, siyasette var. Hangi birini söndürelim. Hain dağda var, şehirde var, partilerde var, iktidarda var, muhalefette var.

Nerede yok ki!

Göz lazım ki göre!

Bakar kör neyi görür, yangını dahi görmez. Bill Gates, Bodrum’da kebap yiyip gittikten sonra, yangınlar başladı. Tesadüftür tabi!

Yörüksüz Toroslar, Ormansız dağlar, muhtemel bir işgal ve çıkarma için gerekli olan adımlardı, atıldı. Türkiye’nin balı, yağı, peyniri, işte bu yakılan bölgelerden geliyordu. Çam balına, zeytine, hasret kalacağız bu kış.

Aklı olan, yaklaşan kıtlık ve hatta muhtemel savaş için hazırlık yapar.

Yeni Mesaj’daki yazılarımda üç yıl beş yıl öncesinden, yaşanacak kıtlıktan söz ettim. Sahte virüs ile insanlığın aşılanacağını ve aşıların asıl amacının virüsten korunmak olmadığını çok yazdım. Muhtemel dünya savaşından çok söz ettim.

Devletler savaşa hazırlanıyor dedim. Türkiye ise AKP sayesinde ordusunu kuşa çevirdi. Savaş çıksa, askeri tedavi edecek, askeri hastanesi yok. İşte bunu, İç Güçler yaptı. Askerliğin tanımı değişti. Yangınlar varken, YAŞ’ta kimler ekarte edilecek, bunun derdine düştüler, kim?

İç güçler, pardon(!) dış güçler!

İlgili yazı linkleri:

https://www.yenimesaj.com.tr/dunya-savasina-hazir-misiniz-H1254156.htm

https://www.yenimesaj.com.tr/3-dunya-savasi-basladi-H1246982.htm

https://www.yenimesaj.com.tr/devletler-savasa-hazirlaniyor-H1345691.htm

https://www.yenimesaj.com.tr/koronadan-sonra-dunya-savasi-cikabilir-H1339340.htm

https://www.yenimesaj.com.tr/dusman-kapida-butun-korkum-ic-gucler-H1348871.htm

 

 

 

Yörükler ve ormanlar hedef!
Başa dön